Conscript İnceleme

Tüm savaşları bitirecek olan savaş… Her ne kadar 1. Dünya Savaşı’ndan zamanında bu şekilde bahsedilmiş olsa da milyonlarca hayat dışında bitirdiği bir şey olmadı tıpkı diğer savaşlar gibi. Hatta çok daha büyük bir savaşın da temellerini attı. Ülke olarak bizim de bağımsızlık mücadelesi verdiğimizden olsa gerek 2. Dünya Savaşı’na kıyasla daha bir duygusal gelir bana 1. Dünya Savaşı.

İşin tarihsel kısmını bırakıp biz oyun severleri ilgilendiren tarafına gelirsek eğer Conscript’in 1. Dünya Savaşı atmosferini çok iyi yansıttığını söyleyebilirim. Oyun açılırken bile tekinsiz atmosferi ve çaresizlik duygusunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Tercih edilen görsel dil ve kamera açısı ile birlikte bunları sağlamaları pek de zor olmamış bence.

Verdun cephesinde geçen hikayemizde aynı cephede savaşan kardeşi Pierre’i arayan Andre’yi canlandırıyoruz. Dar koridorlar, kanlı siperler ve karşılaştığınızda acımasızca o an elinde ne varsa onunla sizi öldürmeye çalışan düşmanlarla birlikte o zorlu atmosferi yaşıyorsunuz gerçekten.

Anlayacağınız üzere Conscript’in en beğendiğim tarafı atmosferi fakat bölüm tasarımları ile de bunu çok iyi desteklemişler. Her ne kadar oyun ilerledikçe aynı yerlerde biraz fazla dolaşmamız gerekse de çevrenin boğuculuğu sayesinde bu o kadar da oyundan koparıcı olmuyor. Elinde 1. Dünya Savaşı gibi iyi bir ana materyal olan üstüne bunu karanlık ve boğucu atmosfer ile besleyen bir oyun hikaye tarafında da harika bir iş çıkartmıştır diye düşünüyorsanız, birazcık yanılıyorsunuz. Neden mi?

Wallbang Gaming Network
Conscript İnceleme 7

Ne olurdu daha iyi bir hikaye yazsaydınız?

Dediğim gibi kardeşini arayan, korkmuş ama hala ümidi olan genç bir askeri canlandırıyoruz. İstense ya da başarılsa gerçekten harika bir hikaye deneyimleyebiliriz. Peki sorun nedir? Sanırım başlıca problem bu hikayenin aktarılışı. Oyun fasıllara (chapter) bölünmüş bir şekilde beğenimize sunuluyor ve fasıllar da öyle pek kısa sürmüyor.

Yaklaşık 2 saat süren fasıllarda hikaye ile alakalı ilerleme yaşadığımız kısımlar genelde sadece fasıl sonlarındaki 1 dakika oluyor. Durum böyle olunca da hem aradaki 2 saatte hiçbir gelişme olmaması hem de geçen 2 saat sonunda yeterince tatmin edici bir gelişmeyle karşılaşamamak hikayeden insanı koparabiliyor. Atmosferi bu kadar iyi olan bir oyunun elindeki materyali daha iyi değerlendirmesini ve iyi yazılmış bir hikaye ile ekran başına beni kilitlemesini çok isterdim. Hal böyle olunca durum benim gözümde harcanmış bir potansiyele dönüştü ve biraz üzüldüm ne yalan söyleyeyim.

Atmosfer harika, bölüm tasarımları güzel, hikaye yok gibi… Peki ya oynanış?

Biraz bodoslama olacak ama Conscript’in gerek karakter kontrolünü gerek de dövüş mekaniklerini yeni nesil oyun severlerin pek benimseyebileceğini düşünmüyorum. “Neden mi?” diyerek uzun uzun anlatmak isterdim fakat oyun ile alakalı herhangi bir görsel ya da video gördüyseniz şimdiye kadar çoktan anlamışsınızdır.

Temelinde barındırdığı oynanış elementleri, bölüm tasarımı ve puzzle’larıyla 90’lar sonu 2000’ler başı korku hayatta kalmalarını örnek olan oyunumuza onların ruhani devamı desek dahi yanılmış olmayız. Tabi bu ruhani devamlılık kısmının işin hikayesi ile alakalı değil de tamamen oyun dinamik ve mekaniklerinden oluştuğunu unutmamak gerek.

Benim fikirlerime geri dönecek olursak, ben oynanış mekaniklerini sevdiğimi ve benimsemekte zorlanmadığımı söyleyebilirim. Benim için bu başlıkta iki ana problem var. Bunlardan biri “Puzzle’ların anlaşılmazlığı” iken diğeri ise “Önemli kaynakların alınmadığında oyunun ilerlemesinin tamamen durması.”


Puzzle’ların zor olması, saç baş yoldurması ya da çok kolay olması gibi durumlar geliştirici ekibin tercihi olup her oyunda farklı sonuçlar doğurur. Fakat oyuncunun bir sonraki aşamaya geçmek için yapması gerekeni anlamaması bundan tamamen ayrı bir durum. Bu gibi durumlar oyunun akışını yavaşlatır ve oyuncuyu soğutur. Ne yazık ki zorluk ve anlaşılmazlık arasındaki ince çizgiyi Conscript’in çok iyi tutturabildiğini düşünmüyorum.

Buna ek olarak bence en büyük sıkıntı ise “Önemli kaynakların alınmadığında oyunun ilerlemesinin tamamen durması.” Oyunda eski tarz tüm korku hayatta kalmalarda olduğu gibi bir envanter yönetimi söz konusu. Bu sebeple envanteriniz dolduğunda bazı eşyaları atabiliyor ya da almadan geçebiliyorsunuz. Peki hikayenin devamı için açmam gereken bir yerdeki puzzle’a gereken eşyayı attıysanız ne olur? Çok kötü olur arkadaşlar, hem de çok. Şöyle söyleyeyim, envanterden atılan eşya tamamen yok olduğundan dolayı oyunun tıkanması kadar kötü bir şey olur. Açıkçası bu ve buna benzer durumlar bence günümüzde kabul edilebilir olmaktan çıkmıştır. Bunu eski tarz ya da zor bir yapım diyerek hafifletemeyiz. Buna bu kadar sinirlenmemin ana sebebi ise gerçekten iyi ve potansiyelli bir yapımın sırf bu nedenle kaybedeceği oyuncu sayısını düşünmek. Eğer inceleme yapacak olmasaydım, böyle bir durum sonrası devam edebilir miydim inanın bilmiyorum.

Her şeye rağmen Conscript…

Her şeye rağmen Conscript kesinlikle iyi ve şans hakkeden bir yapım. Hikayesinin ve anlatımının daha iyi olmasını, yaptığı küçük ama çok önemli hataların olmamasını çok isterdim. Eğer bunlar da başarıyla yapılsaydı şahsi olarak en sevdiğim oyunlar listelerine girebilecek bir yapım Conscript. Şu an ise oyunun başından buruk bir şekilde kalkmış ve harcanmış potansiyele üzülür durumdayım. Yine de tüm eksileri ve artıları düşündüğümden oyunun olumlu yönleri çok daha fazla ağır basıyor. Bu sebeple hem bu yazıyı okuyan hem de konuştuğum herkese önerebileceğim seviyede bir oyun olduğunu düşünüyorum. Korku hayatta kalma türünü sevenler için ayrı bir yorum yapmama gerek var mı bilmiyorum ama hala bu oyunu almadıysanız sizleri hızlı olmanız konusunda uyarmam gerekecek sanırım. Bir sonraki incelemeye kadar sağlıcakla kalın.

Exit mobile version