TiGames tarafından Unreal Engine 4 motorunda geliştirilen FIST: Forged in Shadow, 7 Eylül 2021’de PlayStation 4 ve PlayStation 5’te piyasaya çıktı. Yakın zamanda Steam’e de çıkacak olan oyuna, gelin yakından bakalım.
Sadece hayvanların yaşadığı güzel, barışçıl bir dünyada kendimizi aniden Torch Şehri’ni işgal eden robot çetesine karşı savaşırken buluyoruz. Herkesin baskıcı yönetim altında hayatta kalma mücadelesi verdiği yerde, eskiden asker olan kahramanımız Rayton ile bu şehri kurtarmaya çalışıyoruz.
Karakterlerimiz
Karakterlerimizin ilki, kendisine öyle seslenmemizi istediği Lady Q. Fare mafyasının içinde büyümüş bir kız. Bu yolculukta bize yardım etmesinin yanı sıra kendisine çeşitli duygular da besliyoruz. En azından ben öyle hissettim.
Duke, eskiden Rayton ile beraber çalışmış bir keskin nişancı. Ağır yaralandığı gün emekli olup, fare mafyasının vaftiz babası olmuştur.
Joe, bizim en yakın arkadaşımız. Makine üretiminde ve tasarımında bir dahi adeta. Ayrıca oyunda bize mekanik yumruğumuzu tamir etme gibi bir yardımı oluyor. Adamsın sen.
Morpheus, bir bufalo arkadaşımız. Direniş ordusunun eski komutanı. Savaşın başarısızlığından sonra, kalıntıların yeni bir üs kurmak için batı dağına çekildi. Doğuştan bir lider, pratik ve insanlar tarafından takdir ediliyor.
Ve Rayton, şehri kaybolduktan sonra son altı yılını saklanarak geçiren bir savaş gazisi. Ancak arkadaşımız robot çetesi tarafından kaçırıldığında, kurtarmak için dünyaya geri dönüyoruz.
Yaratıcı, zorlayıcı bir Metroidvania
FIST’in görsel tasarımı şaşırtıcı görünüyor. Oyun, üç boyutlu görseller üzerine iki boyutlu bir tasarım yapılmış. Ayrıca kullanılan renk paletleri bana steampunk havasını hatırlattı. Metroidvaina türünde bir oyun. Bakması büyüleyici bir dünya; İnsansı hayvanların -kediler, sıçanlar, tavşanlar, ayılar, metalik bir gecekondu mahallesi, birbirlerine vatandaşlardan ziyade sevgiyle ‘furtizen’ diye hitap ediyor. Hikaye hiçbir şekilde çığır açıcı değil, ancak canlılarla robotlar arasındaki savaş, Torch City’nin çarpıcı görsel stiliyle ustalıkla tamamlanıyor ve zorlayıcı bir oyun alanı yaratıyor. Gözlerimiz gezinirken, kirli, endüstriyel şehir manzarasından tutun karlı, dağ köyüne kadar her bir zemine sevgiyle işlenmiş küçük ayrıntıları ararken, kumanda elimizde kendimizi boşta gezerken bulduğumuz anlar oldu.
Harita içindeki özgürlük
Harita bir bütün. Kestirmelerle ve teleportlar ile haritanın bir diğer ucuna gidip geliyoruz. Ayrıca keşfe açık bir haritası var. Her birinde platform veya savaş zorlukları bulunan çok sayıda gizli alan var. Görevleri tamamladığınızda, yükseltme yapabilmeniz için sizi, harika koleksiyonlarla ödüllendiriyor. Sıkılmadan her köşeyi keşfetmeyi deneyebiliriz gibi gözüküyor. Etrafta çözmemiz gereken bulmacalar da var. İlerlemek için kapıları ve asansörleri etkinleştirmek için kutuları ve küreleri hareket ettirmeniz gerekiyor. İleri atılma, yapışma, süzülme ve duvardan atlama yetenekleriyle, beceri ve zamanlamayı iyi yapmamız gerekiyor. Her ne kadar başta sinir bozucu olsa da, yavaş yavaş ustalaşıyorsunuz. Ayrıca yolculuğumuz sırasında denizin derinliklerini de keşfediyoruz.
Dövüş mekanikleri ve yeteneklerimiz
Dövüş mekanikleri kombo ağırlıklı ama çeşitlilik az. Kombolardaki animasyonlar güzel ve düşman çeşitliliği fazla olduğu için sıkmıyor bizi. Tek sıkıntısı önümüze boss olarak koyulan karakterlerin daha sonraki bölümlerde o bossun küçük halleriyle uğraşmak zorunda kalıyoruz. Bu da bossların etkileyiciliğini kaybetmesine yol açıyor.
Ayrıca oyunda üç silah kullanabiliyoruz. Rayton’ın yanında savaşa getirdiği mekanize yumruk, matkap ve kırbaç iç silahı var. Her birinin kendine özgü özellikleri var. Mesela yumruk ile yavaş ama etkili vuruyoruz. Tam tersine, kamçı o kadar güçlü değil ama seri vurabiliyoruz. Aynı zamanda en uzak saldırı menziline sahip. Bence bu yoğun şehirde hayatta kalmak için üçünü de kullanmakta usta olmamız gerekiyor.
Oyun kaynaklar konusunda oldukça cimri davranıyor. Blue SP özel saldırılara güç sağlarken turuncu EP, Rayton’un şifalı havuç suyu, tek vuruşluk roket ve enerji çubukları gibi sınırlı kullanımlı teçhizatını saldırıları savuşturmak için kullanmasına izin veriyor. Mesele şu ki, tükenmesi çok kolay ve bu sayaçları yükseltmek için ihtiyaç duyduğunuz öğeler çok uzaklara dağılmış, çoğu zaman onları bulduğunuzda erişmek için özel iskelet anahtarlara ihtiyaç duyuyorsunuz. Neyse ki, kayıt aldığımız nokta oldukça yakın , ölüm bize zaman kaybettirmiyor.
Son olarak
Müziklere âşık oldum desem yeridir. Atmosfere uyum sağlayacak şekilde, eğlenceli ve güzel seçimler var. Oyunun bazı yerlerinde yapılmış çeviriyi garip buldum. Sokak dili kullanımı ağırlıkta.
Genel olarak toplayacak olursam bende bıraktığı etkiler olumlu. Oyunu oynamanızı tavsiye ediyorum. Bu gibi yapımlara bir şans vermelisiniz.
FIST ile ilgili söyleyeceklerimiz bu kadar. Elimizde, bir iki nokta üzerine daha durulduğu takdirde harika olabilecek bir oyun var.
