Merhaba pek sevgili Wallbang sakinleri, bugün çok değerli gerçek zamanlı strateji serilerinden Stronghold’un, nostaljik atmosferini ve stratejik derinliğini modern bir dokunuşla birleştirmeyi arzulayan Stronghold Definitive Edition ile karşınızdayım. Modern dokunuş diye biraz şairane bir giriş yapmış olsam da günün sonunda bu Definitive Edition’ın en önemli alameti farikası grafiksel yükseltmeler tabi ki.
2000’li yılların başında hem türün popülaritesinden yararlanmış hem de bu popülariteyi arttırmış yapımlardan biri olan Stronghold, Definitive Edition’ı ile de yaklaşık 22 sene sonra aynı kalitede karşımızda duruyor. Aynı kaliteyi koruması bir bakıma hem iltifat hem de eleştiri. Neden mi? Hemen anlatıyorum.
Grafiklerin doku kalitesinde iyileştirmeye gidildiği yalan değil fakat ilk oyunun üstünden 22 sene geçmiş olmasına rağmen bugünlerde piyasaya çıkan Definitive Edition versiyonu da eski oyunla neredeyse birebir aynı görünüyor. Bu nostaljik olarak güzel olarak değerlendirilebilir belki ama açıkçası tamamen bağımsız bir edisyon olarak çıkan oyundan ben daha fazlasını beklerdim.
İlk oyun çıktığında 3 yaşında olmamın yanı sıra RTS oyunlarında pek uzman birisi sayılmadığımdan Stronghold’u da ilk çıktığı dönemlerde deneyimleme şansım olmamıştı. Bu nedenle o dönemlerde oynayan insanlara tekrardan bu yapım nasıl bir nostalji hissi yaratır ya da neler hissettirir bu konuda kesin konuşamam fakat oyunun hem müzikleri hem de hikaye anlatısındaki tutku bana nostalji hissini yaşatmaya yetti.
Stronghold Definitive Edition – Greetings Sire!
Bu yaşadığım his Stronghold özelinde olmasa da gerçekten düşük bütçelerle yapılan ama arkasında vizyoner kişilerin hayallerini barındıran yapımların varlığını bana tekrardan hatırlattı. Günümüzde servis oyunları, bitmeden çıkan patlak optimizeli oyunlar ve loot box’lar derken ara ara eski ruhu unutabiliyoruz doğal olarak. Stronghold Definitive Edition’ın müzikleri bu konuda bana çok yardımcı oldu ve atmosfere hızlı bir şekilde adapte etti. Hee bir de unutmadan seslendirmeler harika. Sadaka veriyoruz diye göbek atan işçiler, görev başlarında sizi “Greetings Sire” naralarıyla karşılayan askerler, yeterli teçhizat yokken seni uyaran köylüler. Hepsi ayrı ayrı şekilde ortamı güçlendiren unsurlar.
Oynanışa gelecek olursak burada da grafikler için söylediklerim geçerli olacak aslında. Neredeyse eski oyunla birebir aynı. Evet bu başarılı bir yapımın sırrını korumak için önemli olabilir ama 20 senelik bir oyunu Definitive Edition olarak günümüze getiriyorsan içine bir şeyler de katmalısın.(Sen de duy bizi KONAMI sen de duy!) Halkını barakalarda yatırmak, odun ve et imalathaneleri açıp ordunu doyurmak, stratejik düşünerek kaleler inşa etmek çok iyi ve çok zevkli. Ama bu oyunun en can alıcı yeri kesinlikle geniş alanlarda düşman ordularıyla çarpışmak. Yine ufaktan seslendirme ekibinin kulaklarını çınlatacağım ama sayıca kalabalık iki grubun birbirine doğru koşup saldırırken attıkları çığlıklar gerçekten çok güzel.
Bu oyunda hiç mi yeni bir şey yok? Var efendim tabi var olmaz mı? 14 yeni hikaye görevinden oluşan ve The Snake ile The Rat’i içeren yeni bir mod’da Stronghold Definitive Edition ile aramıza katılmış durumda. Burada da oyunda alışık olduğumuz elementleri aynı şekilde görüyoruz fakat karşımızda taptaze bir hikaye duruyor.
Eveet, günün sonunda baktığımızda Stronghold Definitive Edition gerçekten de iyi bir oyun. Özellikle seriyle daha önce tanışma fırsatı olmayan oyuncular için harika bir fırsat. Gel gelelim zamanında Stronghold’u deneyimlemiş oyuncular içinse gerçekten nostalji dışında bir şey vaad etmiyor. Ben oyunu incelemeye başladığımda fiyatı oldukça uygundu ve nostalji için bile olsa denemeye değer derdim fakat incelemeyi bitirdiğim sürelerde Steam dolar kuruna geçti. Yani o nedenle takdiri sizlere bırakıyor ve bir sonraki incelemede görüşmek üzere diyorum.