UFL İncelemesi

Merhaba sevgili Wallbang sakinleri. Zaman zaman neden FIFA’ya pardon EA FC’ye rakip yok diye söylenip duruyoruz ya, işte cevabı artık karşımızda. Ben tabi ki bahsedeceğim ama merak eden herkesi UFL’e bir şans vermeye ve bir daha sonsuza dek bu soruyu sormamaya davet ediyorum. Oyun zaten ücretsiz bir şekilde erişime açık olduğundan sadece vaktinizi ayırmanız yeterli olacaktır.

Bir dönemler futbol oyunları sayıca fazla olsa da PS4 nesli ile meydan yalnızca eski PES yeni E-Football ve eski FIFA yeni EA FC’ye kalmış oldu. FIFA’nın ultimate team başta olmak üzeri online modları o kadar sevilip oynandı ki zamanla PES’te tarih sayfalarından silinmeye başladı. (Biliyorum hala aramızda ama artık eskisi gibi bir rekabet söz konusu değil.) Tabi ki sorun yalnızca online modlar değildi. Takım ve stadyum lisansları, dengesiz oyun mekanikleri gibi başlıkların üstüne bir de bitmek tükenmek bilmeyen bir FIFA olma çabası eklenince PES kendi mezarını kazmış oldu.

Ortalık bayadır EA’in tekelinde ve bunun da rahatlığından olacak ki bence özellikle ara yüz ve erişilebilirlik gibi konularda son dönemlerin en kötü EA FC’si karşımızda bu sene. Mekaniklerde ise gözle görülebilir ciddi bir ekleme olmasa da yine tatmin edici seviyede tutabilmişler. İşte bu sebeplerden ötürü genelde her sene “Bu oyun aynı!” nidaları atılır ama yinede tüm sene saatler gömülür. Hem oyuncular hem de futbol oyunları arasındaki rekabet yeni bir kan için yanıp tutuşurken belki de kağıt üzerindeki en doğru zamanlarda UFL ortaya çıktı.

Peki beklenen kurtarıcı gerçekten o muydu?

Ya gerçekten burada eveeet diye bağırıp artık gerçekten de EA’e büyük bir rakip var işler şimdi kızışacak demek isterdim. Hala da istiyorum fakat hayat her zaman beklentilerimizi karşılamıyor ne yazık ki.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki UFL bırakın EA’ye rakip olmayı E-Football için bile bir tehdit oluşturmuyor şu aşamada. Özellikle Cristiano Ronaldo’nun yatırımcılarından biri olması bu oyunun pazarlamasında önemli rol oynayıp hepimizin radarına kolayca sokmayı başardı. Sonrasında ise FIFA’da en çok yakınılan özelliklerin kendilerinde olmadığını öne sürerek devam ettiler tanıtım aşamalarına. Oyun içi satın alım ve pay to win’in olmadığını ya da minimal düzeyde olduğunun altı çizildi. Hatta sloganlarından birisi “Fair to play”idi.

Ben genel zevklerimden ötürü pek fazla rekabetçi oyun oynamam ya da oyunların rekabetçi modlarını tercih etmem. Bu nedenle pay to win sisteminden çok fazla çekmiş birisi değilim. Gel gelelim Ultimate Team denen garabete. Bu mod her ne kadar fazla şikayet edilen bir yapıya sahip olsa da aynı zamanda da EA’in en önemli gelir kapısına dönüşmüş durumda. Bunun da başlıca sebebi oyun içi alım satım, gerçek parayla satılan oyuncular ve paketler.

Tabi ki saatlerinizi oyuna gömüp, oyun içi kazanılan paralarla da bu şeylere sahip olabilirsiniz fakat para harcamayı seven ya da buna imkanı olan kişiler saatlerini gömmeden kolayca sizin önünüze geçip daha iyi kadrolar kurabiliyor. UFL tam da bu yaraya merhem olacağını söylemişti. Peki bu konuda başarılı olabildi mi? Ne yazık ki buna da hayır demek zorundayım. Hatta bence burada durum daha da vahim.

UFL aşağı yukarı 10 farklı takım lisansına ve çok da fazla olmayan oyuncu lisansına sahip. Bu artık öyle bir hal almış ki Beşiktaş oyunda var ama oyuncularından en az 4-5 tanesi yok. Yani anlayacağınız lisanlı takımların bile oyuncuları eksiksiz şekilde oyunda yer almıyor. E zaten oyuncu sayısı az, bir de siz 55-65 ortalamalı adamlarla maça çıkarken bir bakıyorsunuz karşınızda Lamine Yamal var. Maç sonrası transfer piyasasına bakayım dedim ve gerçekten yüksek seviye oyunculardan yalnızca birini almak için 10-15 maç yapmak gerekiyor. Parayı veren anında iyi bir kadro kurabiliyorken ben saatlerimi harcıyorsam bu nasıl “Fair to play” olabiliyor anlamıyorum.

Bir de hadi EA FC’de kariyer modları, yerel karşılaşmalar yapabileceğiniz sayısız takım gibi alternatifler bulunuyor. UFL’de ise yalnızca kadronuzu oluşturup online karşılaşmalara girmek ana odağa alınmış durumda. Böyle bir yol planı kurulmuş olmasına rağmen, böylesi eksikler durumu bence daha da vahim hale getiriyor.

Oynaması pek de “Fair” değil tamam ama eğlenceli mi?

Futbolcu ve takım lisansları konusunda işlerin pek de iç açıcı olmadığından zaten bahsetmiştim. Her ne kadar bu iki unsur oynanışı direkt etkilemese de oyunu atmosfer ve hissiyat olarak ciddi şekilde baltalayabiliyor.

Bunları arkamızda bırakıp bence bir futbol oyununda yapılması en zor olan şeye değinmek istiyorum. “Animasyonlar”. Futbol dahil tüm spor oyunlarında animasyonlar oyunun hem eğlence hem de gerçekçilik seviyesini ciddi bir şekilde etkiliyor. UFL ne yazık ki bu işi de pek iyi kotaramamış. Karakterlerin genel animasyonlarından top fiziklerine kadar çoğu şey ortalamanın altında fakat biri var ki inanılmaz derecede kötü. Gol ve file animasyonları öylesine kötü durumdaki çoğu zaman gol olduğunu anlayamadım. Oyun durup futbolcular sevinmeye başlamasa birçok golüm güme giderdi.

Animasyon ve fiziklerin yetersizliğine ek olarak futbolcu kontrolleri de oldukça zor. Tamamen robotik hissettirmese de doğallıktan uzak oluşu pas atmak, şut çekmek ya da defansif müdahale yapmayı oldukça zor hale getiriyor. Zamanla elim bu robotik dengeye alışsa da hiç bir zaman doğal hissettirmedi.

Bir de yazıyı kapatmadan bir şeyden daha bahsetmek istiyorum. Belki benden başka kimse zorlanmamıştır ama bence kontrolleri özelleştirmek aşırı zor. Tabi ki başarabildim fakat gerek arayüzü gerek de oyunun bu menüye ulaşımı ötelemesi henüz oyuna başlamadan sinirlerimi hoplattı.

Halihazırda tüm yazıda UFL’den yakındığım için genel düşüncelerime hakimsinizdir. Yine de adettendir diyerek bir kapanış yapalım. Futbol oyunlarındaki açık yaraların hiç birine merhem olamayıp üstüne iyi yapılmış şeyleri de başaramamış bir yapım UFL. İlerleyen zamanlarda ne denli toparlar bilemiyorum ama ana hedefleri EA FC ile yarışmaksa sanırım bu savaşı baştan kaybettiler. Bir sonraki oyuna dek sağlıcakla kalın.