İsminden de anlaşılabileceği üzere, korsanlık üzerine olan bir oyun ile beraberiz. 19 Ocak’ta çıkışını gerçekleştiren, henüz sadece Epic Games üzerinde yer alan oyun, çıktığı hafta, türü sevenlerin dikkatini çekmişti. Bakalım, Tortuga – A Pirate’s Tale, veya kısaca Tortuga’nın bizi davet ettiği deniz, ne kadar berrak.
Korsanın Pusulası Şaşar Mı?
Karayiplerde geçen maceramızda, korsanımızın tipi, ismi, amiral gemizin ismini belirleyebiliyoruz. Bayrak, başlangıç şehri ve güçlü ülke seçiminden sonra da kısa diyebileceğim bir eğitim bizleri karşılıyor. Tortuga bizi savaş mekaniğine çokça maruz bırakıyor ve bu kötü değil. Tur bazlı bir savaş sistemine sahibiz. Gemi veya gemileriniz, belirli bir alan hareket edip, daha sonrasında top saldırısı yapabiliyorlar. Hareket etmek bile, hiçbir etmen olmadan tek başına önemli. Gemi ne kadar momentuma sahip ise, bir sonraki turda da hareket etmeniz gereken en az mesafe artıyor. Tortuga aksi halde sıkıcı olabilecek hareketliliği güzel bir uygulama ile çözmüş. Tabi buna rüzgar etkisi, geminin durumu, rakip gemilerin konumu gibi ekstra hesaplamalar da dahil oluyor. Bazı hareketleriniz rüzgara göre olan açısı yüzünden beklediğinizin dışında gelişebiliyor.
Savaş kısmında ise oldukça farklı araçlar ediniyorsunuz. Başlangıçta bile üç farklı seçenek ile, direkt gemi zırhına, mürettebata veya yelkenlere saldırabiliyorsunuz. Saldırının nereye yapıldığının bir etkisi var. Demir toplar direkt olarak gemi zırhını bitirip gemiyi batırıyor. Gemilerin yakınındayken yapabileceğiniz çıkartmaları kolaylaştırmanın bir yolu da mürettebatı öldürmek. Burada da devreye misket mermileri giriyor. Bir gemiyi sakatlamak istiyorsanız da yelkenlerine hasar veren zincirli toplar kullanmanız gerekiyor. Tabi burada da her istediğinizi yapamayabiliyorsunuz. Örnek olarak misket mermisi (Grapeshot), teknik olarak büyük bir pompalı tüfek gibi çalıştığından, geminin yekpare olan gövdesine gerekli etkiyi sağlayamıyor. Siz zırhın olduğu bir noktadan mürettabatı vurmaya çalışırsanız size gülerek sıradaki topu size teslim etmek üzere yüklüyorlar.
Hareketinizi yaparken, düşman gemiye ateş edebilecek pozisyona doğru konum almanız gerekmesi, bence güzel bir detay. Özellikle başlarda kör dövüşü gibi birbiri etrafında dönen gemiler görsem de, aslında bunun oluru da bu. Nasıl ki hava savaşında uçakların it dalaşına şahitlik ediyorsak, bunun denizde olanı da bu şekilde oluyor. Daha sonrasında açılan farklı opsiyonlar olan, uzun menzilli toplar veya topların konumu sayesinde bu döngü kırılmış oluyor.
Karayip Borsası
Peki bir gemi savaşını kazanmanın getirileri neler? Öncelikle ganimet tabi ki. Batırdığınız ve çıkartma yaptığınız gemilerden ganimet elde ediyorsunuz. Mürettebat, ganimet konusunda seçici değil. Önüne ne geldiyse gemiye almaya çalışıyor. Burada da, devreye girip gerekli kargoyu almak sizin elinizde. Başlarda çok mühim olmuyor, ancak ilerleyen zamanda denizde geçireceğiniz süre artacağı için daha dikkatli olmanız gerekiyor. Tortuga bu konuda oldukça kolay bir arayüz ile size yardımcı oluyor.
Kargonun öneminde bir etmen de, mürettebatın yediği ve içtiği şeylerin de buna dahil olması. Zengin bir korsan gemisi de olsanız, yiyecek ekmek yoksa mürettebat mutlu olmuyor. Mutsuz bir mürettebat da açık denizde istediğiniz son şey. Denizde kazandığımızı da civar şehirlerde satabiliyoruz. Başta kimsenin varlığımızdan haberi yokken, yaptığımız görev ve hareketlerin bize olumlu veya olumsuz dönüşleri olabiliyor.
Şehirler mühim, çünkü yağmalamak kolay ama satmak zor. Şehirlerle aranızı iyi tutarsanız, size çeşitli imtiyazlar tanınabiliyor. Aynı şekilde ekibe para dağıtımını yapıp kaptan seçimlerinin yapıldığı yer de burası. Gittiğiniz limanın bağlı olduğu ülkelerden görev alıp, oyundaki dört ülkeye de hizmet edebiliyorsunuz. “Korsan adam hizmet mi edermiş” diye düşünmeniz doğal, ancak bunun tarihte de yeri var.
Gelir kazanmanın bir yolu da ticaret, bazı kalemler, bazı şehirlerde çok pahalı, bazı şehirlerde ise çok ucuz. Bunları keşfetmek, buna göre ticaret yapmak da sizin elinizi maddi anlamda güçlendiriyor. Güçlü bir maddiyat, pek tabi burada da işe yarıyor ve mürettebatı da mutlu etmenin sizin omzunuzdaki yükü bir nebze hafifletmesini sağlıyor. Ancak burada dikkat etmeniz gereken bir alışkanlık durumu da var. Pastadan iyi bir pay alan ekip, bir sonraki yağma döneminde de buna göre bir beklentiye giriyor.
Seçimler ve Sözler
Tortuga diğer ticaret/denizcilik oyunlarından birkaç mekaniği ile ayrılmayı biliyor. Yeni bir kaptanlık seçiminde, mürettebat ne kadar mutsuz ise, o kadar söz vermeniz gerekiyor. Bu sözler aslında sizin Meydan Okuma’larınız gibi düşünebilirsiniz. Bunların tamamlanması, mutlu ve seçimde sizi destekleyecek kişi demek. Herhangi bir hiyerarşiye bağlı olmadığınız için, ekibiniz yoksa kaptan olmanızın hiçbir önemi yok.
Filonuzdaki diğer kaptanlar, bunların gemileri ve bu gemilerin yönetimi, tamamen size bağlı. Tecrübe kazandıkça yeni yetenekler belirleyerek, bir bakıma oyundaki stratejinizi belirleyebiliyorsunuz. Örneğin eğer biraz hasar görmeyi umursamıyorsanız, geminizi düşman gemiye yandan monte etmek suretiyle çıkartma yapabiliyorsunuz. Kaptanlarınızın yeteneklerini ise belirleyemeseniz de güçlendirme işi yine size ait. Aynı zamanda kaptanların sevdiği ve sevmediği şeyleri de öğrenebiliyorsunuz.
Bir savaş başlatmanın avantajı insiyatifin sizde olması oluyor. Bu da ilk saldırı yapanın siz olması demek. Çoğu aksiyonda sol fare tuşunu kullanırken, sağ fare tuşu ile korsan bayrağı çekiyor olmamız özellikle başlarda dur yere birilerine savaş açmam, veya birilerinin beni kovalamasıyla sonuçlandı. Kamera kontrolleri de orta fare tuşu veya klavye ile sağlanabiliyor. Tortuga çoğunlukla sizin oynayış hızınızla ilerleyen bir oyun olsa da, alışana kadar çok konforlu kontroller yok. Oyunun sizin oynayış hızınızla ilerlemesi konusunda ise savaş animasyonlarının hızından tutun da, tüm düşman hareketlerini izlemeyi geçme gibi kullanıcı dostu geliştirmeleri var.
Kötüler ve Daha Kötüler
Peki her şey güllük gülistanlık mı? Maalesef değil. Tortuga her ne kadar ticaret, savaş gibi konularda isteneni verse de, atmosfer anlamında zayıf. Denizler, özellikle uzun mesafeler gidince anlaşılan şekilde, çok ruhsuz. Evet bu tip bir oyunda sağdan soldan farklı şeyler çıkması çok olası olmayabilir, ancak karada bir maceramızın olmaması, çoğu yerde, hatta çıkartmada bile işlerin yazı üzerinden yürümesi kaybedilen bir potansiyel gibi geliyor.
Eğer Karayipler’de biraz zengin olmak, onun bunun gemisine çökmek gibi bir ruh haliniz varsa, Tortuga’nın size sundukları, şu aşamada oldukça iyi. Bir süre sonra kaçınılmaz tekrara düşse de, ufak tefek hataları da olsa, genel olarak hiç fena durmuyor.