Takip edenler görüşlerimi biliyorlardır, F1 oyunları maalesef Electronic Arts’ın F1 Challange 99/02’si ile Codemasters’ın eserine seviye atlattığı F1 2016 arasındaki 15 seneyi boşuna harcadı.
Peki bu dönemde F1’^den yoksun muyduk? Değildik elbette. Gerek F1 Challenge 99/02 modları (RH gibi) gerekse bana göre şimdiye kadar modern F1 oyunları söz konusu olduğunda en iyi fiziklere sahip olan, çok detaylı F1 CTDP 2004 / 2005 modları sayesinde üst seviye simülasyon deneyimini dibine kadar yaşadık. Yalan söylemeyeceğim, halimizden o kadar memnunduk ki, o sıralarda (2009 gibi) fena halde gerileme dönemine girmiş olan Codemasters lisans hakkını alınca ödümüz koptu. Nasıl kopmasın ki? O sıralarda Codemasters’ın tek yaptığı kendi yarattığı Colin McRae / DiRT konseptinin üzerine yatmaktı ve kendisini fena halde tekrar eder hale gelmişti.
Codemasters’ın F1 oyunlarıyla geçen ilk yıllarında üst düzey bir sürüş veya oyun deneyimi sunduğunu da söyleyemem. Diğer taraftan Dirt Rally ile başlayan iyileşme F1 oyunlarına da sirayet etmeye başlamıştı ve F1 2016 biz hiç beklemezken karşımıza şahane bir oyun olarak gelmişti. Bu oyunla beraber ciddi anlamda ivme kazanan ve kendisini en koyu sim pilotu (Assetto Corsa veya iRacing diyelim hadi= olarak tanımlayan adamın bile beğenisini kazanan F1 serisi, F1 2020 ile zirve yaptı. Oyunun genişlemesi, muhteşem fizikler ve simülasyon seviyesi açısından serinin ve belki de F1 oyunlarının zirvesini gören seri için sonraki iki oyunun beklendiği gibi çıktığını söylemek oldukça güç. F1 2021 güzel bir kariyer moduna (Breaking Point) sahipti ama fizikler konusunda bir şeyler fena halde ters gitmeye başlamıştı. En ufak bir arkadan kayma spinle sonuçlanıyordu, kerbler ise video çekmeye doyamayacağınız tepkiler vermesine neden oluyordu aracın. F1 22 bunları düzeltirken maalesef bağlantı problemlerinden ve tek kişilik içeriklerin azlığından (Hikaye modu yoktu) çekmişti. F1 23 ise sorunları biraz daha düzeltmiş ve oyuna kariyer modunu tekrar eklerken (hiç fena değildi) oyunu da -daha fazla oyuncuya ulaşmak umuduyla- biraz daha kolaylaştırmıştı.
Geldik bu seneye, ümitler rafine bir deneyim yönündeydi ancak oyun çıkar çıkmaz kıyamet koptu. Oyun direksiyondan ziyade gamepad ile kontrol edilmeye daha yatkın gibiydi, fizikler tutarsızdı, kimi fazla oversteerden kimi ise araçların Opel Manta gibi yanlayıp kolayca toplanabilmesinden şikayet ediyordu. Haliyle, ben de oyunu oynamak için biraz bekleme kararı almıştım ve o bekleme sürecinde oyunun incelemesi kucağıma düşüverdi
F1 24: Yegane F1 şekeriniz
F1 24’ü değerlendirmeye grafiklerden bahsetmek isteyeceğim zira oyun ilk çıktığında “bunlar nasıl kötü grafikler” diye yorumlar bile okumuştum. Oyunun başında epeyce saat geçirdikten sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki, halt etmişler. Bu yorumları yapanlar bilgisayarlarının donanımlarına ne kadar hakim elbette bilemem ama oyunun grafikleri kadar optimizasyonu da gayet iyi. İstediğiniz screenshot’ı alın, kötü bir sahneye rastlamanız çok düşük olasılık.
Fizikler tarafını da aradan çıkartmak isterim zira burası biraz karışık. Oyun bilindiği gibi geçen yıldan itibaren biraz kolaylaşma yoluna girmişti, bu yılki F1 24 ile beraber bu konu çok hızlanmış ve oyun herkesin gamepad bile kullansa keyif alabileceği bir yola girmiş. Bu konuyu çok eleştirmek istiyorum ama geliştiricilere karşı bu adil olur mu, inanın bilmiyorum. Bize bir oyun modeli vadedip bunu başaramasalar evet bu bir eleştiri sebebidir ancak bu oyun dizaynı konusunda verilmiş, daha çok oyuncuya ulaşma hedefli (oyun direksiyonlarının fiyatına bakmışsınızdır) stratejik bir karar gibi gözüküyor. Evet hoşuma gitmedi ancak normalde bu oyunu oynamayı aklından geçirmeyecek, Netflix ile F1’e yeni yeni merak duymaya başlamış nice casual oyuncuyu da oyundan keyif alır hale getirecektir, bu kesin. Hedef buysa, hedefe ulaşılmış.
Maalesef ben yeni bir simülasyon oyuncusu değilim, bu yüzden kendi açımdan durum nedir, ondan da bahsetmek isterim. Oyuna herkes frenaj ve viraj alma (understeer ve oversteer) temelli eleştiriler üzerinden yüklenmiş ama benim en fazla kalbimi kıran şey ağırlık değişimi oldu. Ağırlık değişimi basitçe aracın yönlendirmeye verdiği tepki olarak değerlendirilebilir ve bu hissiyat F1 24’te çok çok zayıf. Araç adeta hiçbir rüzgar, tutuş yokmuş gibi kolaylıkla yönlendirilebiliyor ve direksiyona verdiği his de çok zayıflamış. Önden kaymalar kafanızda canlandırdığınız setuplar için çok daha light kalıyor, haliyle çok daha agresif setuplara girişebiliyorsunuz ve bu da oyunun gerçekçilik hissiyatını biraz daha baltalıyor. Oversteer konusu beni rahatsız etmedi, evet bu araçlar çok fazla downforce üretiyor ancak arka tarafı kontrol etmeyi de her zaman sevdim. Kesinlikle F1 2021’e tercih ederim.
Yapay zeka geçen seneden iyi mi kötü mü, aynı mı açıkçası karar veremedim. Çoğu zaman pilotların tarzlarına uygun hareketler görebiliyorsunuz ancak bazen öyle saçma tepkiler veriyorlar ki, sinir içinde bilgisayarın başından kalkıyor insan. Ayrıca kırmızı bayrak kuralları da genellikle iyi çalışıyor. İyi çalışmadığı anlar oyunda halen görülebilen bugların kendisini gösterdiği anlar. Mesela sıralama turları kafasına göre düzenlenebiliyor yarışa başlamadan önce, derecenizle alakasız bir yerde kalkıyorsunuz. Bazen anlamsız bir siyah bayrak çıkıyor, bazen piste sıralamalarda çıkan tek pilot siz oluyorsunuz. Bunlar sürekli yaşanmıyor ama karşınıza çıkacak buglar oldukça çeşitli.
Haydi Lola takımını baştan kuralım
Oyunun hikaye modunun bu sene oyundan tekrar çıkartılmış olması üzücü. Genelde oyunu incelemek için oynadığım bir moddu ve yine de keyif veriyordu. Ayrıca klasik otomobiller bu sene de eklenmemiş ve süper yol otomobilleri de oyunda bulunmuyor. Saf bir F1 deneyimi size işte. Samimiyet!
Oyunun mevcut, bilindik modlarına ilaveten bu sene yeni modlar var. Bunların ilki bizim klasik kariyer modunu co-op olarak arkadaşınızla beraber oynayabiliyor olmanız. Mevcut pilotların yanında oyunun paket seviyesine göre 10 veya 12 efsanevi sürücüden (Aralarında Button ve Maldonado var, gülmeyin) birini seçerek de başlayabilmeniz mümkün. Hedefler, görevler ve karşınıza çıkabilecek rastlantısal olaylar oldukça zengin bir deneyim vadediyor. F2 araçları halen buralarda ve kullanımları da çok keyifli, keşke F3 ve F4 de olsaydı diyor insan içinden.
Bir takımın her detayıyla uğraşabileceğiniz MyTeam moduyla beraber F1 World kısmı da söz konusu. Bu modda bir aşama atladıkça bir F1 takımını en baştan yaratabiliyorsunuz. 97’nin felaketi Lola, 2000’de beklenen ancak Harvey Poslethwaite’in zamansız vefatıyla ertelenen 99’daki Honda F1 projesi veya daha geçen aylarda ayıp denilebileceğimiz bir dille reddedilen Andretti’yi buralara taşımak elinizde.
Ayrıca Challenge Career adlı, sizi farklı zamanlarda farklı durumların ortasına atan bir modumuz da mevcut. Oyunun kariyer hatta tekli hafta sonu modlarında yaşadığım sorunları düşününce burası gözümü korkutmuştu ama hiçbir aksayan yön bulamadım.
Son sözler
F1 24 daha fazla kişiye ulaşmak adına bir hamle yapmak zorunda hissetmiş kendini. Bu onu daha kötü bir oyun yapmamış ancak eski kitlesiyle arasını biraz bozmuş haliyle. Diğer taraftan içeriği zaten F1 severler dışında dar olan bir oyundan daha da fazla içerik çıkartılması tatsız olmuş. Keşke hikaye modu ve klasik araçlar veya pistler de kendisine yer bulabilseydi. Hadi olmadı, keşke F3 ve F4’ü, W Series’i burada görebilseydik.
Kürşat Zaman