Mayıs’ın sonunda yapılan State Of Play etkinliğinde yaklaşık beş dakikalık bir sinematik ile duyurulan Concord, karakterleri ve tasarımıyla bizlere Overwatch ve Valorant havasını veriyordu. Oyuncular tarafından Guardians of the Galaxy karakterlerine de benzetilen bu sinematik duyuru ardından bir oynanış videosu da gördük. Concord bana göre, bu oynanış videosu ile birlikte State of Play’in en zayıf gözüken oyunlarından biri oldu.
PS Plus üyeleri ve ön siparişle oyunu satın alanlar için kapalı beta sürümü geçtiğimiz haftasonu PC ve PlayStation üstünden erişilebilir hale geldi. Oyunu bir süre oynadım ve ilk izlenimlerim tıpkı gördüğüm diğer oyuncular gibi ciddi anlamda oldukça karışık. 18-21 Temmuz arasında gerçekleşecek açık beta ile birlikte sizler de Concord’u deneyimleyebilirsiniz, ancak benim düşüncelerim şu şekilde;
Concord İyi Olmaya Yakın Mı?
Öncelikle, oyunu bilgisayar üstünden deneyimledim ve açtığım andan itibaren yaşadığım bir sıkıntı ile başlamak istiyorum. Oyunu oynamak için açtığımda PlayStation hesabımla bağlanmamı istedi. Tabii ki bunda bir sıkıntı yok, hemen bağlantımı sağlamaya çalıştım. Aktif olarak kullandığım PlayStation hesabımın önce var olmadığını, daha sonra şifre değiştirmem gerektiğini söyledi. Bunların ikisini de dikkate almadan üçüncü kez giriş yapmaya çalıştığımda bir sıkıntı yaşamadan girebildim ve hemen arkasından sunucu sorunları yaşandığı için daha sonra tekrar denememi isteyip, beni bir anda ana menüye yolladı. Yani evet, PlayStation hesabım ilk oynadığım süre içerisinde bağlı değildi. Bunun cezasını bir karakterin ikinci varyasyonunu açtıktan sonra, hesabımın bağlı olmadığı gerekçesiyle sıfırlanmasıyla ödemiş oldum. Sonrasında sorunsuz bir şekilde bağlantı sağlayabildim.
Concord sıradan bir Hero Shooter oyunundan çok farklı gözükmüyor olsa da, ilginç bazı mekanikleri ve çok sevdiğim oynanış ögeleri barındırıyor. Kapalı Beta’da aktif olarak 3 oyun modu bulunuyordu. Bu modlardan ikisini biliyorum, keza 3. oyun moduna hiç denk gelmedim. Bunlar klasik Takım Ölüm Maçı olan “Trophy Hunt” ve aynı haritalarda haritanın ortasındaki bir bölgeyi ele geçirmeye çalıştığımız tur bazlı “Clash Point”. Trophy Hunt veya Clash Point/Cargo Run arasında bir seçim yapıyorsunuz ve ikinci seçeneği seçtiğiniz taktirde rastgele bir maça girdiğinizde bu iki moddan birisini başlatıyor. Cargo Run’a ne yazık ki haftasonu boyunca bir kere bile denk gelmedim.
Her karakterin farklı ve değişmeyen silahları, iki yeteneği ve bir pasifi bulunuyor. Bir de her karakterin bir varyasyonu bulunuyor ve bu varyasyonlar ile karakterler varyasyon pasif özelliğini kaybederek yerine yeni bir pasif özellik kazanıyor. Varyasyonların bu pasifleri oyuna etkisi olacak türden araçlar olmasa da, benim için o karakterde tamamen ustalaşmış bir oyuncunun oynayış tarzına oldukça büyük bir etkisi olacak gibi hissettiriyor.
Hem silahları, hem de yeteneklerinin oynanışı ile karakterler özel hissettirmeyi başarıyor ancak oynadığım her karakter için “şu oyundaki bu karakter” yorumunu yapmaktan kendimi alıkoyamadım. Bir de oyundaki karakterlerin yeteneklerini tanımak ve öğrenmek “özel” hissettiren tasarımlarına rağmen gerçekten çok zor. Ana menüde olmadığınız taktirde bir karakterin yeteneklerini, özelliklerini göremiyorsunuz. Eğer maç içinde bir karakter seçenecekseniz ve bu karakterin ne yaptığına bakıp seçmek istiyorsanız yaklaşık 10 saniyeniz bulunuyor.
Sürekli olarak bu ekranları kapatacak, engelleyecek başka bir ekran bulunuyor. Üstelik yüklenme süreleri aşırı uzun. Maç başlangıcında, ölüm maçı için geri doğma sırasında ve diğer modlar için tur aralarında sürekli olarak yapmak istediğiniz şeyi bölen bazı ekranlar bulunuyor. Yüklenme süresince bazı ufak animasyonlar oynuyor ancak bu animasyonları oturup 30 saniye boyunca her seferinde izlemek çok sıradan ve sıkıcı bir hal alıyor.
Maç bulmak için de çok uzun süreler beklediğim oldu. Bunun oyuncu sayısıyla alakalı olduğunu ve açık beta süresi içerisinde düzeleceğini düşünüyorum keza Steam üstündeki kapalı beta oyuncu sayısı yalnızca 1124’müş. Maçların içinde, haritalarda da çok ilginç anlar yaşadım. Örneğin bir haritada bir maçta 144 FPS ile hiç sorun yaşamadan oynarken, aynı haritada oynadığım bir başka maçta 10 FPS’e kadar düştüğünü gördüm. Ve bunlar anlık takılmalar değil, oyunu tamamen kapatıp açana kadar menüler dahil 10 FPS’e kitlenip kalan bir oyunum oluyor. Bunun en azından oyunu kapatıp açınca düzelen bir sorun olduğunu anlasam bile daha da saçma bir şey yaşadım. Etrafı okyanus olan, petrol platformu tarzında bir haritada, haritanın alt kısmına ne zaman gitsem oyunum 7 FPS’e kitleniyor ve yeniden doğana kadar da bu şekilde devam ediyordu. Eğer alt kısımda doğarsam aynı şekilde devam ediyor ve haritanın bir kısmını benim için tamamen oynanmaz hale getiriyordu.
Silah oynanışının oldukça güzel olduğunu düşünüyorum ve Overwatch dışında bir Hero Shooter oyununda bu kadar sağlam hissettiren bir silah hissinin olmadığına inanıyorum. Ancak karakterler oldukça “süngerimsi” hissettiriyor. Karakterler yetenek setlerinden dolayı “Tank, Suikastçı” şeklinde sınıflara ayırılıyor ve rakip takımdaki hangi karakter olduğu fark etmeksizin ne kadar çok kafadan vuruş yaparsam yapayım hep yarı can civarına kadar düşüyorlar. Aynı şey benim için de geçerli tabii ki, aynı anda 3 düşmanın atışında kalıyorum ancak bir şekilde oradan yarı canla çıkıp kurtulabiliyorum.
Hareket etmek genel olarak sorunlu hissettiriyor. Zıplarken, oyundaki “Kaçınma” mekaniğini kullanırken veya yetenek kullanırken asla tam olarak istediğim yere gitmiyorum. Sanki sürekli olarak beni başka bir yere götürmeye çalışan oyunla cebelleşiyormuşçasına bir his yaşıyorum. Bu yeni “Kaçınma” mekaniğini bu tarz bir oyunda ilk defa görüyorum. Bir tuşla karakterin yeri animasyon ile değişiyor ve bu animasyon esnasında hasar almaz oluyor. Çoğu karakterin bu kaçınma esnasında aktif olan bir özelliği de oluyor. Örneğin karakterlerden birisi kaçınma yaparken kaçınma sonrasında aktif olacak şekilde ufak bir zırh kazanıyor, bir diğeriyse kaçınma esnasında klonunu bırakıyor.
Oyunun bütün mekaniklerini ve özelliklerini İlk Bakış için anlatmadım, oyunun çıkışına ve incelemesine de bir şeyler kalması daha iyi olur. Oyun hakkındaki düşüncelerim büyük ölçüde karışık. Ne diyeceğimi bilemiyorum, gördüğüm sorunların birçoğu optimizasyon ve oyun dengesiyle alakalı olduğu için düzeltilebilir olduğunu düşünüyorum. Ancak oynadığım oyun, kesinlikle 40 Dolar fiyat etiketinde bir oyun değildi. Oynaması ücretsiz olmadığı sürece PC platformunda bir başarıya ulaşacağını düşünmüyorum. PlayStation ekosisteminde ise farklı bir oyun tercihi olarak kendine yer edinmesi mümkün. Concord’un açık betasını sizler de 18-21 Temmuz tarihleri arasından Steam ve PlayStation üstünden deneyebilirsiniz.
Önümüzdeki günlerde Valorant Konsol İlk Bakışı ile görüşmek üzere…