Uzun zamandır heyecanla oynamayı beklediğim inZOI, 28 Mart’ta erken erişime açılıyor. Üstelik bugünden itibaren oyunun karakter yaratma kısmını özgürce kullanabileceğiniz bir versiyonu Twitch’te yayın izleyerek veya Steam üstünden yayını izleyerek ücretsiz bir şekilde erişilebilir hale gelecek.
Yaklaşık bir hafta deneyimleme şansı edindiğim inZOI, The Sims‘in uzun süredir tek başına bulunduğu zirveye ortak olmaya aday. Dünyamıza oldukça benzeyen ve paralel evren olarak adlandırılan inZOI’de, önce evreni ve oyunu anlatıp sonrasında da yarattığım Zoi ile olan maceralarıma birlikte göz atalım isterim.
inZOI’de bir AR (Artırılmış Gerçeklik) evrenindeyiz. Aslında tasarladığımız, hayatını yönettiğimiz karakterler bir sanal gerçeklik ortamında bulunuyor. Bu evren içerisindeki inZOI adı verilen dünyanın büyük bir kısmını istediğimiz gibi tasarlayabiliyoruz. Bu evrende yaşayan karakterlerimizin adıysa Zoi. Hem yönettiğimiz Zoi’ler hem de birlikte aynı dünyada yaşadığımız Zoi’lerle etkileşime geçmekse beklediğimden çok daha zevkli.

Ne beklemeliyiz?
Benim bu tarz oyunlardaki en zevk aldığım şey oyunda saatlerce uğraşarak yarattığım bir karakter ve bu karakterin yaşayacağı detaylı bir ev. inZOI’de ilk karakterimi ve evimi yaratmak yaklaşık 5.5 saatimi aldı. Karakter yaratmak oldukça detaylı gözüküyor ancak detaylı olduğu kadar da eksik olduğunu düşünüyorum. Özellikle yüz ve vücut kısmında derinlik ayarlamaları yaparken çok zorlandım. Gelecek güncellemeler ile birlikte bu tarz ufak şeylerin düzeltileceğini ve eksikliğini bile fark etmediğim bir çok şeyin de ekleneceğini düşünüyorum. Kıyafetler, takılar gibi kullanabileceğimiz seçenekler de şimdilik oldukça az ancak yine güncellemeler ile bu tarafın da zenginleşeceğini düşünmekteyim. Bir de oyunda yapay zeka ile eşya/kıyafet oluşturma kısmı var ancak buraya ileride değineceğim.

Ev yapma kısmına gelirsek, şahsen BAYILDIM. Hayalimdeki mekanları, odaları tasarlamak oldukça hoşuma gidiyor ve inZOI bu konuda oldukça detaylı. Bir apartman dairesi tasarlayarak başladığım maceramda, balık tutma etkinliğinde tanıştığım eşimle birlikte tasarladığım havuzlu bir villaya taşınmak oldukça güzel bir hayat ve başarı hikayesi oldu benim Zoi’m için. 3D Printer adı verilen özelliği kullanarak oyuna oldukça çeşitli objeler eklemek mümkün üstelik. Bu özellik düşündüğüm kadar iyi çalışmasa da, birkaç deneme sonucunda oldukça başarılı sonuçlar da elde etmeye başladım. Elimdeki birkaç oyun figürünü, LEGO’ları hatta kedimi oyuna bir eşya olarak ekleyebildim. İleride evcil hayvanlar da yapabilmeyi heyecanla bekliyorum. 3D Printer’la benzer mantıkta çalışan, karakter yaratma ve karakterlere özel pozlar verdirebilme şansınız da bulunuyor. Özel olarak mobilya bile yapabiliyorsunuz. Bütün harcamalarımız içinse “Meow” adı verilen para sistemini kullanıyoruz.

Kontrolümüz dışındaki Zoi’lerin kullandığı yapay zeka sistemi, bir oyunda gördüğüm en müstesna yapay zekalar arasında. Her Zoi’nin kendine has iradesi ve kişilik özellikleri bulunuyor. Bu sayede her birinin zaman zaman sevdiği ve sevmediği etkinlikler, kişiler, yemekler gibi içerikler bulunuyor. Kendi yarattığımız Zoi’lere de kişilik özelliği ve hayat hikayesi eklediğimiz zaman, diğer karakterlerle hatta dünyayla oldukça derin ilişkiler kurabilmemiz mümkün. Bir karakterle aranızın kötü olması, o karakterin yaptığı dedikodular sayesinde adınızın arkadaş grubu içinde kötüye çıkması anlamına gelebiliyor. Benzer şekilde güzel bir arkadaşlık kurduğunuzda, daha sonra bu arkadaşınızın bir arkadaş grubuyla tanışma fırsatınız olabiliyor.

Aşk, arkadaşlık, iş ve aile altında dört kategoriden oluşan bir konuşma şemamız bulunuyor. Diğer Zoi’lerle olan konuşmalarımızı ve hayatımızı şekillendirmemizi de bu kategorilerde ki ilişki seviyelerimizle sağlayabiliyoruz. Etkinlikler düzenleyip arkadaşlarımızı bu etkinliklere davet edebiliyoruz. Bu özelliğe erişimim olduğunu ilk fark ettiğimde oyunda oldukça ilerlemiş ve düğünümü yapmak üzereydim, sanırım Zoi dostlarım onları neden hiçbir yere çağırmadığımı bir süre düşünmüştür.
İşlerden, tasarımlarımızı satarak, borç alarak hatta piyango oynayarak kazandığımız Meow’ları harcamanın en zevkli yönlerinden bir tanesi de, karakterimizin aniden gelişen karakteristik ve hayat amacı içeren görevlerini ilerletmek ve ihtiyaçlarını karşılamak. Bu görevler Zoi’nizin kişiliğine, hayattaki hedefine ve onu yönetiş biçiminize göre değişiklikler gösterebiliyor. Ne yani, deniz ürünleri yemeyi sevmeyen karakterimin canı gece yarısı ders çalışmaktan sıkılıp, somon deneyip sevip sevmeyeceğini merak edebilir. Hangimiz yapmıyoruz ki?
Oyundaki bir diğer önemli eşyamızsa, telefonumuz. Buradan kariyerimizi seçebiliyoruz, okul ve bölümümüze karar verebiliyoruz, faturaları ödeyebiliyoruz ve diğer Zoi’lerle konuşabiliyoruz. Hatta yemek söyleyip, acil durumları da yine telefonumuzdan bildirebiliyoruz. Haritada dolaşabileceğimiz, daha hızlı ulaşım sağlayabileceğimiz bir araba da satın alabiliyoruz.

inZOI içerisinde bir de karma sistemi bulunduruyor. Yaptığımız ve diğer Zoi’lerin yaptığı her seçim, konuşma ve hareket belli bir karma puanı kazandırıyor veya kaybettiriyor. Örneğin bulduğunuz bir cüzdanın sahibine veya polise teslim edilmesi karma puanımızı arttırmakta. Belli karma seviyelerine göre de Zoi’lerin hayatlarını etkileyen olayların yaşanması mümkün. Karma puanımızı etkileyen hareketimiz de dedikodu sayesinde inanılmaz hızlı bir şekilde yayılabiliyor üstelik.
Partiler, etkinlikler, kariyer hayatı, okul hayatı, evde buluşmalar, kafede dedikodular, kütüphanede ders çalışma, bilgisayarda oyun oynamak derken akıp gitti oyun benim için. Bu, ilk defa inZOI oynadığım için büyüleyici hissettirdi çünkü adeta ikinci bir hayata başlamıştım. Aynı büyüleyici ve akıcı hayatı ikinci bir karakter yarattığımda her ne kadar denesem de hissedemedim. Bunun en büyük sebebinin de oyundaki içeriklerin şimdilik belli bir döngüye girmesi oldu. Oyuna gelecek güncellemeler, oyunun tam sürüme çıkışı, daha şimdiden duyurulan süreli etkinlikler derken ben inZOI bağımlısı bir insan olup çıkacağımı düşünüyorum. Eğer başka bir inceleme veya ilk bakışta buluşamazsak, inZOI Canvas’ımda kapım her zaman açık olacaktır.

Canvas neler getirecek?
Bugün itibariyle inZOI Canvas’ta devreye girecek. Canvas özelliği sayesinde yaptığımız eşyalar, karakterler, evler gibi şeyleri diğer oyuncularla da paylaşabileceğiz. Tabii aynı şekilde onların tasarımlarına da ulaşabileceğiz demek oluyor bu. Bu haliyle bile bize iliklerimize kadar sandbox yaşatacak bir oyunun gelen güncellemelerle ve Canvas üzerinde bulduğumuz cevherlerle ne gibi şekilleneceğini şimdiden heyecanla bekliyorum açıkçası.
Ses ve grafik olarak karakter konuşmaları dışında tamamen fotorealistik olmayı hedefleyen inZOI, Unreal Engine 5 ile birlikte bunu harika bir şekilde başarıyor. Tabii bunun karşılığını da ortalamadan oldukça yüksek sistem gereksinimleri ile bir tokat gibi vuruyor. Optimizasyon açısından rezalet, grafik açısındansa bekleneni veremeyeceğini düşünmüştüm inZOI’nin ancak bu kadar haksız çıktığım için çok mutluyum. Ben Ryzen 5 7600x ve 4070 Super kullandığım bilgisayarım ile TÜM ayarları en yüksek seviyeye çektiğim zaman 2K60FPS hiçbir sorun yaşamadan, hiçbir takılma olmadan oynayabildim. Böylesine yaşayan bir dünyada, böyle güzel grafikler görmek beni kendine hayran bıraktırdı. Ancak bu sefer de ısı problemi yaşadım keza hem işlemci hem de ekran kartım zaman zaman 90 derecelere kadar çıktı. Bu bilgisayar ile gördüğüm en yüksek ısılar oldu bu değerler.

Bu ısınma problemini oldukça kolay bir şekilde çözdüm, NVIDIA DLSS ve NVIDIA DLSS Frame Generation açmak bilgisayarı inanılmaz rahatlatıyor. DLSS biraz kişisel tercih ancak ben oynadığım çoğu oyunda Quality ayarında kullanmayı ve keskinlik ayarını oldukça beğeniyorum. inZOI’de ise şimdilik çok kötü çalışıyor. Bütün oyun anlamsız bir bulanıklılık ve çamur içinde kalıyor, ancak bunun ekran kartı sürücüsü ve oyuna gelecek güncellemeler ile beraber düzeltileceğini düşünüyorum. Frame Generation ise hiçbir sıkıntı yaratmadan rahatlıkla kullanılabiliyor.
Son olarak değinmek istediğim noktaysa; yapay zeka kullanarak resim oluşturmak. Girilen bir dizi komutla üretilen resmi herhangi bir materyal üstünde kullanmak mümkün. Tişört, buz dolabı, bir duvar parçası, tablo hatta kapı koluna kadar uygulamak mümkün. Ancak ben bu özelliğin oldukça tatsız olduğunu düşünenlerdenim. Oyunda tasarımı oldukça hoşuma giden materyaller bulunuyor ancak sayıları oldukça az. Buradan üretilen bir resmi, bir dokuyla birleştirip tamamen özgün şeyler yaratmak mümkün gözükse bile asla aklımdakini üretemediğim gibi, hoşuma giden bir özgün tasarıma da ulaşamadım. Bu kısımdaki düşüncelerime Canvas açıldıktan sonra tekrar göz atacağım.

Erken erişime açılmasına yaklaşık bir hafta kalmışken, fiyat etiketi de henüz belli olmayan olan inZOI’yi özellikle The Sims hayranlarına önerirken, sandbox oyunları seven ancak The Sims’lere uzak kalmış oyunculara da şiddetle tavsiye ediyorum. İçerik anlamında gelecek her güncellemeyle dolmaya devam edecek olan inZOI, bende çok büyük bir heyecan uyandırmayı başardı. Erken erişim süreci boyunca gelecek her güncelleme de bu fiyat etiketine dahil olacak. Oyunun bu haliyle bile dolu dolu olduğunu düşünürsem, tam sürüme çıkışından itibaren gelecek büyük güncellemeler ve ek paketler ile neler ekleneceği konusunda şimdiden sabırsızlanıyorum.