Mafia The Old Country inceleme

Mafia The Old Country nasıl olmuş? Serinin özüne dönmüş mü? Gelin, beraber bakalım.

Mafia serisi birçok oyuncunun gönlünde taht kurmuş bir seri. Harika hikaye anlatımı, gerçekçi dünyası ve karakterleri ile birlikte birçok oyuncu için özel yeri olan bir marka. Üçüncü oyun ile maalesef serinin adı kirlenmiş olsa da benim gibi birçok Mafia hayranı yeni bir oyun gelmesini bekliyordu. O oyun Mafia The Old Country adıyla sonunda geldi. Ben de hayranı olduğum ve büyük merakla beklediğim yeni Mafia oyununu sizler için oynadım.

Hangar 13 tarafından geliştirilen Mafia The Old Country geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Üçüncü oyununun geliştiriciliğini üstlenen Hangar 13 gerçekten kötü bir oyun ortaya çıkarmıştı. Bu kötü işçilikten sonra ise ilk oyunun yeniden yapımını ve diğer oyunların görsel iyileştirmelere sahip Definitive Edition versiyonlarında çalıştılar. Yeni Mafia oyunu Old Country’nin geliştiricileri olmaları oyuncular üzerinde büyük soru işareti oluşturmuştu. Çünkü var olan bir oyunu yeniden yapmak sıfır bir oyun üretmekten daha az risk taşıyordu. Sonuçta her şey önlerindeydi ve hikaye ilerleyişi belliydi. Sadece günümüz mekaniklerine ve görselliklerine çevirilmeliydi.

Mafia the Old Country 1900’lerin Sicilyasına Hoşgeldiniz

Mafia the Old Country 1900’lerin başında Sicilya’da geçiyor. Üzüm bağlarından oluşan devasa araziler, şaraplar ve değerli madenler bu dönemin en önemli kaynaklarından bazıları. Kötü şartlarda çalıştırılan işçiler ve acımasız patronlar ise bu dünyanın yaşayan insanları.

Oyuna Enzo Favara isimli Sicilya madenlerinde kötü şartlarda çalıştırılan bir genç ile başlıyoruz. Enzo madenlerde çalışırken çeşitli olaylar yaşadıktan sonra büyük mafya lideri Don Torrisi ile tanışıyor. Torrisi için çalışmaya başlayan Enzo küçük çiftlik işlerinde görevlendiriliyor. Daha sonrasında ise Enzo yavaş yavaş Torissinin güvenini kazanıyor ve hikaye bu şekilde devam ediyor. Aslında baktığımızda önceki oyunlar ile benzer bir yapı bulunuyor. İlk oyunda bir taksi şoförü olarak başladığımız maceramız çeşitli nedenler ile ilerliyor ve şekilleniyordu. İşte Mafia The Old Country için de bu yapı kullanılmış. Karakterimiz basit bir maden işçisi iken hayatı değişiyor ve bir aileye dahil oluyor. Oyunun ilerleyen süreçlerinde de eski oyunlardaki benzer sistemleri görebiliyoruz. Dostluk, aşk, ihanet ve aile.

Klasik Bir Mafia Oyunu

Mafia the Old Country yavaş bir şekilde başlayan ve hikayeyi yedirerek ilerleyen bir yapıya sahip. Özellikle oyunun başlarındaki görevler çevredeki karakterler ile iyi bir bağ kurmamızı sağlıyor. Bu kurulan bağ hikaye ilerledikçe de gelişmeye devam ediyor. Sonuçta hikayenin ön planda olduğu bir oyun oynadığımızdan oyunun bu şekilde ilerlemesi hoşuma gitti diyebilirim.

Oyunda en sevdiğim şeylerden biri karakterler oldu. Karakterler gerçekten çok iyi bir şekilde yazılmış. Her bir karakter ile kurduğumuz iletişim tarzı farklı. Sonuçta bin bir türlü insan var gerçek hayatta da tanıdığımız. Bazılarıyla daha fazla bağ kurarken bazılarından hoşlanmıyoruz, işte Mafia The Old Country bu duyguları oyuncuya çok iyi bir şekilde hissettirmeyi başarmış. Oyundaki her karakterle iyi veya kötü bir şekilde bağ kurabiliyoruz. Oyundaki bazı görevlerde de seçimler yapabiliyoruz, bu seçimler oyun sonuna etki etmese de oyuna farklılık katmış diyebilirim. Mafia The Old Country’de özellikle serinin hayranlarının hoşuna gidecek sürprizler bulunuyor. Bunları oyun tabii ki size direkt olarak sunmuyor. Görevler sırasında keşfetmeniz, diyaloglara ve olaylara dikkat kesilmeniz gerekiyor.

Hikaye ve sürprizler iyi ve güzel ancak oyunun eksik olduğu kısımlarda var. Hikayenin işleyişi ve kurgusu maalesef iyi bir şekilde tasarlanmamış. Bazı kısımlarda hikaye merak uyandırdı ve ilgimi çekmeyi başardı ancak birçok kısımda hadi ilerlesin artık burası dediğim oldu. Bunun nedeni ise kötü şekilde tasarlanan görevler diyebilirim.

Ben Mafya mıyım? Suikastçı mi?

Bir mafya oyunu oynadığımda beklentim güzel silahlar ve ekibimle beraber birileriyle çatışmak veya mekan basmak olur muhtemelen. Ancak bu oyundaki görevlerde ana odak, nedendir bilmiyorum gizlilik olmuş. Birçok görev hatta neredeyse oyunun ortalarından itibaren her görev zorunlu olmasa da gizli ilerlemeni istiyor. Gizlilik görevleri benim için bir problem değil ama buradaki sorun bu görevlerin hem çok fazla olması hem de iyi kullanılmaması.

Mafia The Old Country gizli ilerlemek için birçok yöntem denemenize olanak sağlıyor. İsterseniz düşmanlarınızı bayıltın, isterseniz öldürün ve isterseniz de farklı bölgelere şişe veya madeni para atarak bölgeden uzaklaştırın. Temel gizlilik mekaniklerinin hepsi var aslında. Ancak girdiğiniz bölgedeki düşmanlar genel olarak tek başına ve sırtı hep size dönük oluyor. Yani ben buradayım ve beni gelip gizlice bayılt diyor resmen. Buna ek olarak da düşmanların hemen dibinde içerisine atıp saklayabileceğimiz sandıklar bulunuyor. Eğer düşmanlar nispeten kalabalık bir alanda ise ve saklamazsanız diğer muhafızlar görüyor ve alarma geçiyorlar.

Gizlilik kısmında hoşlanmadığım kısım ise her gizlilik sonrasında kesinlikle bir çatışmaya giriyor olmamız. Ben uğraşmışım, sessizce içeriye kadar girmişim, kimsenin ruhu duymamış hop ara sahne ve çatışma başlıyor. Aslında uğraştığım tüm gizliliğe ne gerek vardı oluyor insan işin sonunda.

Oyunda manuel olarak kayıt alamıyoruz. Bu da çökme veya elektrik kesintisi gibi durumlarda oyun kapandığında, kaldığınız yerin gerisinde başlatabiliyor. Birkaç kere oyunu kapatmam gerekiyordu ve kayıt alamadığım için çatışmaya girdiğim kısmın başından başladım ve tekrar herkesi öldürmem gerekti. Ayrıca görev yerinden uzaklaştığınız bazı zamanlarda geri sayım başlıyor ve geri dönmeniz isteniyor.

Tabancalar ve Tüfekler

Aksiyon kısmı ise pek yenilik sunmuyor, klasik siper al, düşmanlara ateş et ve devam et şeklinde tasarlanmış. Oyundaki silahlarımız ve mermilerimiz neredeyse tükenmiyor. İlerlediğimiz her adımda mermi kutuları veya silah bulabiliyoruz. Bu da oyunu gerçekçilik tarafından koparan kısımlardan biri olmuş. Özellikle ilk oyundaki şarjör doluyken değiştirmeye çalıştığımızda merminin komple azalması gibi gerçekçi detaylardan sonra bu durum fazlasıyla göze batıyor.

Ayrıca oyunda çok fazla silah çeşitliliği bulunmuyor. Az olmasına rağmen silahların mekaniklerinin de kendine özgü olmaması farklı bir silah kullanıyormuşsun gibi hissettirmiyor. Sadece taşıdığı mermi kapasitesi değişiyormuş gibi bir hissiyat veriyor. Bu durum sadece pompalı tüfek için değişiyor diyebilirim. Diğer tüfekler ve tabancalar genel anlamda yakın kullanım hissiyatına sahip. Klasik aksiyon sistemi dışında araç kullanırken de aksiyona girebiliyoruz. Önceki oyunlardan araba kullanırken ateş etmeye alışkın olsak da ek olarak at sırtında silahlı çatışmalar eklenmesi döneme yakışır güzel bir hava katmış diyebilirim.

Oyunun yapay zekası ise pek akıllı diyemeyeceğimiz türde. Genelde diplerine girmediğimiz sürece pek göremiyorlar veya yan yana olan iki düşmanı ayırdığımızda kolay bir şekilde ikisini de gizlilik ile öldürebiliyoruz. Silah çatışmalarında ise bazen pompalı tüfek ile dibimize yaklaşan düşmanlar olabiliyor ancak onlar da önümüzden geldiği için siperin arkasından rahat bir şekilde onları da indirebiliyoruz.

Oyunculuklara ve ara sahnelere baktığımızda ise ara sahnelerde Red Dead Redemption 2 benzeri yumuşak sinematik geçişler kullanılmış. Bu geçişlerde zaman zaman takılmalar olsa da genel anlamda güzel bir iş çıkarılmış diyebilirim. Karakterlerin oyunculukları, seslendirmeler ve sahnelerdeki kamera kullanımları da gayet başarılı. Ancak bazı sahnelerde mantık hataları da bulunuyor. Örneğin karakterlerin sarhoş olduğu bir bölümde ekranda görsel bir efekt var ancak karakter çok normal bir şekilde yürümeye devam ediyor. Ya da normal bir şekilde koşarken birden ara sahnede çok yorulmuş veya yaralı gibi bir hale girebiliyor. Bu tarz detaylar önemsiz gibi görünse de oyunun gerçekliğini azaltan yapılar.

Adamsan Bıçak Gel

Mafia The Old Country’de en önemli yenilik ise bıçaklar. Bıçakların kendi dayanıklıkları bulunuyor bazıları daha dayanıklı iken bazıları birkaç kullanıma bozuluyor ve bileme taşı ile bilemeniz gerekiyor. Oyunda farklı özelliklere sahip birkaç türde bıçak bulunuyor. Bu özellikler dövüşte veya gizlilikte size yetenek kazandırıyor. Örneğin bir düşmanı gizlice öldürdüğünüzde canınızın dolması veya bir düşmanla bıçak kavgasına girdiğinizde daha fazla hasar vermeniz gibi. Bıçaklar gizli olarak düşman öldürmek ve kilit açmak dışında oyunda özel bir yer edinen bıçak dövüşlerinde de kullanılıyor. Aslında diğer oyunlardan en büyük farkı da bu bıçak dövüşleri olabilir.

Hikayede belirli noktalarda Boss veya benzeri düşmanlar ile karşılaşıyoruz. Bu düşmanları alt etmek için de bıçak kavgasına giriyoruz. Bıçak dövüşü ise savurma, saplama, ağır saldırı, kaçınma ve savuşturma şeklinde sade bir sisteme sahip. Düşmanın hamlelerine göre hareket edip onun can barını azaltmaya çalışıyoruz. Savuşturma yani parry yapmak da oyunda önemli bir mekanik olarak öne çıkıyor.

Bıçak dövüşü mekaniği başta hoşuma gitse de oyunda çok fazla olması bir süre sonra bu mekanikten de sıkılmama yol açtı diyebilirim. Oyunlarda özel bir mekanik kullanıyorsanız ve bunun kullanım dengesini iyi ayarlarsanız oyuncu için akılda kalıcı güzel bir mekanik hazırlamış olursunuz. Bu dengeyi koruyamayıp az veya çok fazla kullanırsanızda ya akılda kalıcılığı olmaz ya da oyuncu çok hızlı bir şekilde sıkılmaya başlar.

Takılar ve Madalyonlar

Yeni gelen bir başka özellik ise madalyon sistemi. Madalyon sistemi nedir peki? Oyuncunun haritanın çeşitli yerlerinde takabileceği madalyon parçaları buluyor bu parçalar karaktere çeşitli özellikler vererek onun güçlenmesini sağlıyor. Daha sessiz hareket etme, mermilere karşı dayanıklılık ve ekstra sağlık gibi özelliklere sahip birçok parça bulup takabiliyoruz. Madalyon başlangıçta tek bir slot açık olarak başlıyor ve etraftan bulduğumuz paralar ile birlikte 4 tane daha slot açabiliyoruz.

Özellikle nişan alırken daha iyi nişan almak veya sessiz bir şekilde ilerlemek isteniyorsa yeni madalyon parçaları bulmak büyük katkı sağlıyor. Peki hiç kullanmasam ne olur? Hiçbir şey olmaz, çünkü bu yetenekler oynanışa çok farklı bir şey eklemiyor aslında, sadece daha rahat oynamamızı sağlıyor. Madalyon parçaları dışında etraftan para ve değerli kaynaklarda toplanabiliyor. Bu parayı ise yeni silahlar, madalyon geliştirmeleri, yeni arabalar, yeni atlar ve karakter kıyafetleri için harcayabiliyoruz.

Meşhur Yarış Görevi Geri Döndü!

Mafia The Old Country’de en sevdiğim kısımlardan biri aslında taşıtlar oldu. Çünkü malum 1900’lerin başlarında olduğumuz için oyunda henüz çok fazla araba kullanımı yok genel olarak at kullanılıyor birçok yerde. Hatta hikaye içerisinde de güzel diyaloglar eklenmiş bu konuda. Yani at sürmekten araba sürmeye geçiş dönemi güzel bir şekilde sunulmuş. Bu da şahsen bende gerçekten ilk defa araba görmüşüm gibi bir hissiyat yarattı diyebilirim. Çünkü oyunda ya yaya olarak ilerliyoruz ya da at ile gidiyoruz. Oyunun belli bir yerinden sonra yavaş yavaş araba kullanmaya başlıyoruz. Oyunda iki türlü taşıt kullanılabiliyor. Bir tanesi at diğeri ise araba. At kullanımı pek keyifli değil ancak araba kullanımı gerçekten çok keyifli olmuş diyebilirim. Her aracın ağırlığı, hızı ve hissiyatı birbirinden farklı.

Göreve giderken araç kullanmayı sevmeyen oyuncular için de oyuna özel bir ayar eklenmiş. Bu ayarı aktif ederek isterseniz tek tuşla araç kullanma sekanslarını geçebiliyorsunuz. Hem at hem de araba için ayrı ayrı iki ayar bulunuyor. Ben yolda vakit geçirmeyi ve insanlar arasındaki sohbeti dinlemeyi sevdiğim için bu ayarı kapatarak oynamayı tercih ettim.

Kaza yaparsanız eğer araçlar bir süre sonra bozulabiliyor ve inip tamir etmeniz gerekiyor. Basit bir mini oyunla aracı hızlıca tamir edip yolunuza devam edebiliyorsunuz. Ayrıca haritada gideceğiniz yeri bulmak için de güzel bir sistem kullanılmış. Önünüze çıkan tabelalar gideceğiniz yönü fosforlu bir beyaz ile gösteriyor. Bu şekilde haritayı sürekli açmak yerine dikkatlice tabelalara bakarak oyundan kopmadan ilerleyebiliyorsunuz.

Mafia serisinin en ikonik görevi olan birinci oyundaki yarış görevi de Mafia The Old Country içerisinde bulunuyor. İlk oyunu oynayıp yarış görevine lanet ettiyseniz merak etmeyin bu sefer o kadar zor değil hatta kaza yaptığınızda veya yarışı kaybettiğinizde otomatik bir kayıt noktasından iyi bir pozisyonda devam ediyorsunuz. Araba yarışı dışında at yarışı yaptığınız o döneme özgü bir yarış da oyuna eklenmiş durumda.

Sicilya Atmosferi, Müzikler ve Optimizasyon

Mafia The Old Country atmosfer olarak gerçekten çok başarılı bir iş çıkarmış diyebilirim. Sicilya’nın o eşsiz doğası, üzüm bağları, eski binalar ve anıtlar gerçekten harika görünüyor. Güçlü bir ışıklandırma ve iyi bir ses tasarımı da bu görselliği güzel bir şekilde destekliyor. Oyundaki müzikler de dönemi yansıtan güzel işler olmuş. Özellikle ana menüde çalan müzik oyuna girmeden insana duygusal anlar yaşatıyor diyebilirim. Böyle bir atmosfere sahip oyunda ki en büyük görsel eksiklik ise kesinlikle fotoğraf modu olabilir. Zaman zaman benimde özel vakit ayırdığım fotoğraf modu bu oyunda da olsun isterdim.

Unreal Engine 5 oyun motoru ile geliştirilen Mafia The Old Country maalesef pek iyi bir optimizasyona sahip değil. RTX 4060 ekran kartı ve İ5 12400F işlemci ile 1080P çözünürlükte yüksek ayarlarda oynamama rağmen özellikle kalabalık alanlarda çok fazla FPS düşmesi yaşadım diyebilirim. Kalabalık alanlar dışında ara sahne geçişleri ve bazı ara sahnelerde de FPS’nin otuzun altına kadar düştüğü oldu. Native oynanışta yüksek ayarlarda 30-40 FPS alırken DLSS ve Frame Generation açık olduğunda 80-100 arasında FPS değerleri gördüm. Oyunun doku ayarını yüksekten ortaya çektiğimde ise görsellikten çok fazla kaybetmeden daha akıcı bir oyun deneyimi elde edebildim.

Sonuç

Mafia The Old Country Mafia serisinin hayranları ve yeni oyuncular için güzel bir deneyim vadediyor olsa da maalesef potansiyelinin altında kalan bir oyun olmuş. Çünkü birinci ve ikinci oyunlardaki başarılı hikaye anlatımı ve oynanış yapısı bu oyunda yeteri kadar iyi tasarlanmamış. Ortalama 9-12 saat oynanışa sahip olan Mafia The Old Country Steam’de $49.99, XBOX ve PlayStation mağazasında ₺1949 fiyat etiketi ile satılıyor. Eğer oynamayı düşünüyorsanız bence acele etmeyin, güzel bir indirim bekleyin ve öyle deneyimleyin derim.