NBA 2K26 inceleme

Basketbol oynarken sol eliyle top sektirip sağ eliyle atış yapan bir yazarın yazdığı NBA 2K26 incelemesine hoş geldiniz.

En son oynadığım NBA oyunu olan NBA 2K23’ü 6 saat, ondan önce oynadığım NBA 2K12’yi ise oldukça uzun süre oynamıştım. “Now’s My Time”, “Let It Go” ve “Fast Lane” halen playlistimin bir parçasıdır. NBA serüvenim, 2K23’ün PC’de Next-Gen olmaması ve benim “yeşil atmak” kavramına alışamamam sebebiyle ekran başında diğer NBA oynayanları veya bizzat NBA’in kendisini izlememle devam etti.

NBA 2K25 ile birlikte artık PC de Next-Gen olmasıyla, seri ilgimi çekmiş ancak fırsat bulamamıştım. 2K26, serinin uzun süreli takipçileri açısından açıklanan yeniliklerle ses getirdikçe de kendisiyle yakınlaştık.

NBA 2K26 – Teknik

NBA 2K26, açılırken, Call of Duty ile hayatımıza giren bir Shader yüklemesi yapıyor. Takdir ettiğim kısım PC tarafında Thread sayısını belirleyip bu süreci hızlandırıp yavaşlatabilmeniz. “Arkada yapsın” derseniz daha az tüketim, “bir an önce gireyim” derseniz sistemi tam verimlilikle kullanan ama Word bile açamadığınız bir süreç yaşıyorsunuz. Bundan böyle uzun uzun bahsetmemin sebebi ise tek seferlik olmaması. Grafik sürücüsüne her güncelleme geldiğinde bu süreç yeniden yapılıyor. Benim sistemimde (i7 12700H, 32GB Bellek, RTX 3070 Ti Laptop GPU), yaklaşık 15-20 dakikalık bir zaman aldı.

Teknik kısımda da oyunun High ayarlarda, FSR açıkken oldukça iyi performans verdiğini ekleyeyim. Online tarafındaki malum gecikme sorunu çok can sıksa da, kasma-donma gibi sorunları Laptop kurulumum ile yaşamadım. Sadece bazı yerlerde, sanırım sunucu ile olan iletişim problemleri sebebiyle yüklenmeyen içerikler veya direkt hatalı görsellere denk geldim.

NBA 2K26 – Oyun modları

Visual Concepts’in geliştirdiği Shai Gilgeous-Alexander’ın kapağında olduğu NBA 2K26’nın ana menüsü basit ama neredeyse her menü kendi içinde birkaç parçaya ayrıldığı için aslında oldukça zengin. Popüler modlar MyCAREER, MyTEAM’in yanı sıra, MyNBA altında MyNBA, MyGM, MyNBA Lite, The Playoffs ve 2K Share menüleri var. PlayNow’da klasik Quick Play, Play Now Online, NBA Today, Eras Quick Play ve Blacktop var. WNBA ise serinin en detaylı hali, The W, WNBA Quick Play, MyWNBA’nın yanı sıra The Playoffs ve 2K Share menüleri mevcut.

Oyun modlarına birazdan detaylı değineceğiz, bunların dışında Learn 2K ile zorlukları değişen öğreticiler, oyunun mekaniklerini anlatan mini oyunlar, videolar, serbest eğitim ve 2KTV’de de oyunun yeniliklerinin anlatıldığı, basit sorulara VC verilen kısa kesitler var.

MyCAREER ile başlayalım, NBA’in Live Service diyebileceğimiz modellerinden biri olan MyCAREER’in Out of Bounds adlı hikâye kısmında, kolej basketbolundan Avrupa’ya, oradan da NBA’e yolu uzanan bir yıldız adayını yönetiyoruz. Benim Union Elite ile başlayan kariyerim, menajerimin Avrupa tavsiyesi ile Paris FC’de devam etti, ancak Basquet Madrid seçseydim tamamı rastgele oyuncular olan İstanbul FC ile de kapışabilecektim.

Hikayenin akışı dışında bu kararların, maçlarda verilen görevlerin, ve aslında temelde MyCAREER içerisinde yaptığınız her şeyin bir karşılığı var. Altı doldurması zor da olsa, 2K, yapılan her şeyin irili ufaklı bir ödül sistemine bağlanmasını, aslında bu yolla da NBA 2K26’nın çeşitli öğelerini tanıtmayı başarmış. Mesela hikayeye ara verip, kendi başına bir ekosistem olan The City’e girdiğinizde, kendinize ait sahayı özelleştirmek, ucunda ödül olan bir görevin parçası.

VC, diğer adıyla Virtual Currency, 2K’nin bir süredir NBA’de kullandığı tek ana birim. Çoğu Live Service oyundaki “Normal” ve “Premium” birim farkı yerine hepsinin VC altında toplanmasının yararı da şu, oyunu oynayarak, günlük görevlerden veya etkinliklerden kazandığımız şey de VC. Haliyle oyun size savurganlık etmediğiniz sürece eli yüzü düzgün bir karakterin kapısını açıyor.

Kariyerin üniversite veya Avrupa kısmında yaptığınız bir maç, performansınıza da bağlı olarak Semi-Pro zorlukta bile 900 civarı bir VC’yi size veriyor. “VC satın al” kısmının çok göze sokulduğunu düşünmüyorum. Ancak başka yönden bir eleştirim var. Özellikle MyTEAM ve MyCAREER’in bazı alanlarında UI’ın bantla yapıştırılmış hissiyatı çok fazla var. Ucuna da çok parası olanlara hitap edebilecek “Featured” giyim kuşam dahil olunca kimi zaman Pay 2 Win bir mobil oyun hissiyatı aldım.

NBA 2K26 – İlerleyiş ve MyCAREER

Peki 2K26’nın MyCAREER’i P2W mi? Buna katılamam. Ancak oldukça geniş bir Pay 2 Skip / Progress çok daha uygun olur. Daha iyi oynamanın anahtar tek noktası oyun bilgisi (Game IQ). Evet onbinlerce VC verip karakteri 85 ile (ilk MyREP seviyesinde oyunu sıfırdan alan birinin ulaşabileceği seviye) The City’de dolaştırmak mümkün, ama günün sonunda 1v1’de iyi savunulan bir şutu atmayı belirleyen şey sizin yeteneğiniz. 85’ten 99’a (ve MAX+’lara) uzanan yolun ana faktörü oynamak. Oyundan maksimum verim almak için ise Crew kısmına dahil olmanızı tavsiye ederim. Crew’ların kendine özel ödülleri de, tıpkı ücretli-ücretsiz iki seçenekli Season gibi oldukça değerli ve VC harcamadan karakteri özelleştirmek & geliştirmek için mühim.

NBA 2K26’nın sizi hiçbir noktada online’a zorlamadığını da belirtelim. The City günlük görevleri online temelli olsa da, antremanlar, VC veren etkinlikler, oyun modlarının çoğu tek başınıza oynayabileceğiniz, ancak isterseniz eşleştirme veya arkadaşlarınızla girebileceğiniz yapıda. Bu büyünün bozulduğu tek yer, tek bir karaktere odaklanmayıp birden fazla karakter oynamak istemeniz, PG başladığım bu yolda vazgeçip SF rolündeki bir oyuncu istersem (ve bunu Rebirth görevlerini yapmadan yaparsam), harcadığım zaman ve VC’nin geri dönüşü yok. Ancak kimine göre bir eksi olabilecek nokta, bu sene cross-play olmadığı için lobilerin PC tarafında ne kadar hayatta kalacağının şüpheli olması.

İlerleyiş kısmı, oyuncu yeteneklerini geliştirmenin yanı sıra, bu süreci bir miktar kolaylaştıran Badge, GOAT Skills ve Turnover mekanikleri mevcut. Bir önceki seriden tanıdık gelecek Badge’ler (rozet), bir oyuncunun yeteneğinin yan getirisi gibi çalışıyor ve oynadıkça gelişiyor. Örneğin Limitless Range rozetinin bronz versiyonu, 3 sayılık atış yeteneğiniz 83’se aktif olabiliyor ve üç sayıda etkili olduğunuz mesafeyi artırıyor. Rozetlerin farklı versiyonları verilen etkiyi artırıyor. GOAT Skills, maçta size çeşitli görevler sonucu kısa süreli özellik artışı sağlıyor. Özellikle başlarda, ya mevcut iyi yönlerinizi mükemmel yapmakta ya da eksiklerinizi kapatmakta çok iyi. Turnover ise belirli miktarda iyi hareketi üst üste yaptığınızda gelen ek yetenekler oluyor. Örnek olarak Deep Bomber Turnover’ı, orta sahaların oradan üçlük atabilmenize olanak sağlıyor.

MyTEAM kısmında MyCAREER kadar vakit geçirmedim, ancak özellikle microtransaction tarafında biraz daha agresif bir yapısı var. Yine kesinlikle galibiyet garanti değil ama paket açıp daha iyi kartlar elde etmek kazanma yüzdenizi oldukça artıran bir etmen. Şimdiden, ligdeki iyi bir oyuncunun çok fazla çeşitte kartı olacağını önden görmek mümkün. Bu seneki en büyük yenilik ise artık WNBA oyuncularının da MyTEAM’e dahil edilmesi.

MyNBA ve MyNBA Lite, direkt sezon mantığı içeren, opsiyonel tamamen sizin ayarladığınız, takım sayısı, kuralları içeren modlar. Tek başınıza oynanabildiği gibi arkadaşlarınızla da farklı takımlar altında mücadele etmeniz mümkün. Varsayılan 5 Era (Magic vs Bird, Jordan, Kobe, LeBron, Steph) dışında Modern Era ile kurulum yapabiliyorsunuz. The Playoffs modu, direkt olarak Playoffları oynadığınız yine isteğe bağlı online modu içerirken, 2K Share ise diğer oyuncuların oluşturduğu senaryo veya ayarları kullanmanıza olanak sağlıyor.

MyGM modu ise sizi bir takımın başına koyuyor ve size patronu memnun etmek için görevler veriyor. Hem taraftarı hem oyuncuları hem de yönetimi memnun etmek zor olduğu için nabza göre şerbet verip işin politika kısmında yetkin olmanız gerekebiliyor. Saydığım üç mod arasında en az vakit geçirdiğim mod, biraz şahsi bir tercihle de MyGM oldu.

Son olarak WNBA kısmına da değinelim. MyCAREER’ın Out of Bounds’ından farklı bir tecrübe sunan The W modu, açıkçası çok detaylı sayılmaz. The W online oyunlarında ödül kazanabilmenin dışında bir kez deneyimlenmesi gerektiğini düşünsem de şu haliyle tek seferlik bir tecrübenin ötesine geçmesi zor görünüyor. Sizi 85 Overall ile başlatma seçeneği vermesinden durumun ne boyutta olduğunu anlayabileceğinizi düşünüyorum. Karakter oluşturma kısmını da geliştirme kısmını da pek yeterli bulamadım. Kariyer modu yerine kendine ait bir mod, biraz daha lineer ilerleyiş beklentiniz olursa üzülmezsiniz.

NBA 2K26 – Bize potayı göster

“Ya ben bunları hiç anlamam” diyenler için Quick Play tarafında arasında FIBA USA takımının bulunduğu geniş bir takım yelpazesi mevcut. Klasikler, All-Time takımların yanı sıra NBA 2K26’da garip şekilde FIBA USA takımı, oyunun MyCAREER’inde 11 takımlı FIBA turnuvası bulunmasına rağmen, Quick Play’de seçilebilen tek ülke takımı. Ve yine maalesef, Türkiye bu listede yok. Eurobasket’teki performansımızdan sonra burada bizi de görmeyi bekliyorum açıkçası.

Sahaya bir şekilde indikten sonra, gözüme çarpan ilk şey, NBA 2K26’nın çok akıcı hissettirmesi. Sadece oynattığınız oyuncunun değil, çevredeki diğer kişilerin, taraftarın akıcılığına bir de atmosferi ekleyince, yıllardır vazgeçilmezimiz olan “hangi maçı izliyorsun” geyiği her sene seviye atlıyor. 2K26’nın ProPLAY adını verdiği teknoloji, yapması gerekeni yapıyor gibi görünüyor. Normalde yapması dövüş oyunu kombosu gibi olan imza hareketler de Go-To Shots sayesinde kolayca yapılabiliyor, bu da gerçekçiliği artıran bir etmen.

2K25’i oynayanların iyileştirme olarak bulduğu, benim ise seriye sağ ayağımla girip “e iyiymiş” dediğim şey ise şut barı. Şut barının, tempolu-temposuz olmak üzere iki türü var. Eğer sağ analoğu yukarı ve aşağı iteceğiniz zamanı şuta göre ayarlarsanız iyi bir tempo olduğu için zamanlamadaki sorunları kapatabiliyor. Eğer tempoyu hiç karıştırmak istemezseniz de şut tuşuna bastığınızda çıkan barın yeşil kısmında tuşu bırakmaya odaklanabiliyorsunuz. İyi zamanlamanın yanı sıra, şutu atarken defansın konumu da şutun isabetinde önemli rol oynuyor.

Benim ilk maçımı Quick Play modunda yapmamla keşfettiğim harika bir yenilik de var. Şut barındaki yeşil alan, karakterin yeteneğine bağlı olduğu kadar, karşınızdaki rakibe de bağlı. Örnek olarak karşınızda Trae Young’a karşı üçlük atmak isterken gördüğünüz yeşil kısım, Wembanyama karşınızda iken neredeyse yok oluyor. Hiç sıfır olduğunu görmedim ama incecik hale gelmesi, o atışın ne kadar zor olduğunun da bir göstergesi. Dinamik olması da özellikle içeri girerken bir anda yeşil barın ufalmasıyla karşılaşmanız, panik halinde ‘kim geldi be’ diye topu potaya atmanızla sonuçlanıyor. Yapısı tekrara kurulu bir sporu bu derece dinamik yapabilmek güzel fikir olmuş.

Günahıyla sevabıyla her modunu, her köşesini görmeye çalıştığım NBA 2K26’yı seriyi sevenler aldı ve oynuyor bile. Ancak basket oyunlarına ara vermiş, yakın dönemde NBA oyunu oynamamış kişilerin de bir gözünün burada olmasını tavsiye ederim. Zira MMO öğelerini tamamen bir yana bırakıp, Warriors v Lakers maçı atayım, LeBron ve Wade’in Heat dönemini bir daha yaşayayım, sokak basketbolu oynayayım derseniz daha iyi bir alternatifiniz yok.