Ninja Theory tarafından geliştirilen Senua’s Saga: Hellblade II, oyuncular tarafından uzun zamandır bekleniyordu. Görselliği ile öne çıkan bu yapımı sizler için ele aldık. Gelin kısa ama yoğun bir deneyim vaat eden Senua’s Saga: Hellblade II nasıl bir oyun olmuş, hep beraber bakalım.
İlk oyunu 2017 yılında çıkan Hellblade, farklı bir konsept seçtiği için oldukça dikkat çekmişti. Senua’nın yolculuğunu işleyen yapım binaural ses kayıt tekniği kullanarak karakterin yaşadığı psikoz durumlarını da oyuncuya çok iyi yansıtıyordu. Binaural ses kaydını; sesin dinleyiciye sanki o sesin kaynağı ile aynı ortamdaymış gibi hissettirilmesi sağlanan özel bir ses kayıt tekniği olarak tanımlayabiliriz.
Senua’nın yolculuğu
Oynamayanlar için ilk oyunun hikayesinden kısaca bahsetmek istiyorum. Uyarıyorum, bu bölüm ciddi anlamda spoiler içerebilir, eğer ilk oyunu oynamayı düşünüyorsanız sonraki alt başlığa geçebilirsiniz.
İlk oyunda Viking çağındaki bir Kelt savaşçı olan Senua’nın macerası sevgilisi Dillion’ın ölümünün ardından ruhunun içeride olduğunu düşündüğü kafatasını alarak yolculuğa çıkması ve onu geri getirmeye çalışması ile başlamıştı. Senua’nın bu yolculukta, duyduğu tuhaf sesler ve gördüğü tuhaf görüntülerin yaşattığı psikoz durumu ile de başa çıkması gerekiyordu. Oyunun sonunda Dillion’ın geri gelmeyeceğini gören Senua, kafatasını bırakarak üzerindeki yükü atıyor ve oradan ayrılıyordu. Senua’s Saga: Hellblade II ise bu olayların ardından başlıyor.
Kötülüğün derinliklerine
İkinci oyunda Senua’nın yolculuğu halkını Kuzeylilerden kurtarmak için köle kılığına girmesi ile başlıyor. Kuzeylilerin kölesi olarak gemide yolculuk yapan Senua onların kökünü kurutmayı amaçlıyor. Yolculuk sırasında fırtına kopması sonucu geminin kaza yapması ile karaya çıkan Senua, yorgun bir şekilde kötülüğün derinliklerine ilerliyor. İlerlediği yolda farklı insanlar ile tanışan Senua onlarla birlikte yolculuğuna devam ediyor. Tanıştığı insanların ortak bir sorunu bulunuyor: Devler. Adanın en büyük korku kaynağı olan devleri nasıl öldürebileceğini bulan Senua kendi halkına yardım etmek için çıktığı yolculukta başka insanlara da yardımcı olmaya çalışıyor.
İlk oyundan farklı olarak Senua yeni insanlar ile etkileşim halinde. Onları tanımaya çalışıyor ve sürekli kafasında bir şüphe ile hareket ediyor. Bununla birlikte Senua’nın yaşadığı psikoz durumu da hala devam ediyor. Yaptığı eylemleri, konuştuğu cümleleri ve yeni tanıştığı insanları eleştiren, bazen destekleyen ve karşı çıkan kafasındaki sesler, bu oyunda daha fazla rahatsızlık veriyor. Ayrıca oyunun sürekli bir şeyleri merak ettirmesi, şüphe uyandırması ve daha sonra tek tek bunları çözüme kavuşturması da başarılı bir şekilde işlenmiş. Tanıştığımız karakterlerin birbirleri ile olan ilişkileri, geçmişleri ve takındıkları tavırları da oyuncuya güzel yansıtılmış.
Oyunun genel hikaye anlatımı akıcı ve güzel bir şekilde ilerlese de birkaç kısımda sıkıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Bu kısımlar çok az olmakla birlikte, peşinden gelen etkileyici sahneler sayesinde oyun ilgimi üzerinde tutmaya devam etti.
Savaş ve ilerle
Hellblade’in ilk oyununda aksiyonun az olması, kendini tekrar etmesi ve bulmacaların yetersizliğinden dolayı oyuncular haklı olarak devam oyununda çok daha iyi aksiyon sekansları ve bulmacalar bekliyorlardı. Ancak geliştiriciler oyunun çalıştığı Unreal Engine motorunun görselliğini ve MetaHuman teknolojisini gösterimlerde daha ön planda tutarak çoğunlukla sinematik anlatımlı sahneler gösterdiler.
Hellblade II ilk oyundaki dövüş sisteminin daha geliştirilmiş bir haliyle geliyor. Senua’nın dövüş koreografileri, dövüş sırasındaki akıcılığı, vuruş hissiyatı ve birçok şekilde düşmanları öldürmenizi sağlayan animasyonları gerçekten çok güzel olmuş diyebilirim. Diğer taraftan düşmanların ve dövüş mekaniklerinin bir süre sonra tekrar etmesi maalesef oynarken dikkat çekmeye başlıyor. Oyuna başlarken çok iyi bir dövüş mekaniği olacak diye bir beklentim olmadığı için hayal kırıklığı yaşamadım ama biraz daha bu konu üzerinde geliştirmeler yapmalarını isterdim.
Oyun boyunca aslında çok fazla aksiyona girilen bir sekans yok. Genel olarak yürüyor, yolculuk boyunca anlatılanları dinliyor, oyunun atmosferinde kayboluyorsunuz. Aslında neredeyse ilk oyun ile aynı, sadece her şey biraz daha geliştirilmiş. Eksik gördüğüm kısımlar da var. Bunlardan biri keşif hissiyatının zayıflığı. Yollar ikiye ayrılsa bile “acaba diğer yolda ne vardı, ne kaçırdım?” demiyorsunuz. Genelde diğer tarafta hikayesi bulunan küçük ağaçlar bulunuyor. O hikayeyi dinlemek için de beklemeniz gerekiyor, eğer ağacın yanından ayrılırsanız anlatım da yarıda kesiliyor ve bu gerçekten sinir bozucu bir tercih.
Oyunda bazı yerlere geldiğinizde bulmacalar sizi karşılıyor. Bu oyundan bir tane beklentim olsa sanırım bu bulmacaların geliştirilmesi olurdu. Maalesef Ninja Theory ilk oyundaki bulmaca sistemini daha da batırmış. Bulmaca sayısı ilk oyuna göre çok daha az. Az olması ile birlikte yardımların fazlalığı da bulmaca hissiyatını neredeyse yok ediyor. Yani oyuncu aslında belli alanlara yönlendiriliyor tuşa basıyor ve bulmacayı çözüyor. Hellblade için öncelik hikaye anlatımı olabilir ancak en azından oyun içerisinde bulunan bulmaca sisteminin en azından ilk oyun kadar iyi olmasını beklerdim.
Görsellik ve optimizasyon
Unreal Engine 5 ile geliştirilen Senua’s Saga: Hellblade II görsel anlamda muazzam bir yapım. Karakterlerin yüz ifadeleri, çevresel dokular, ışıklandırma ve İzlanda’nın atmosferi gerçekten muhteşem görünüyor. Bu görsellik sayesinde gerçek bir film izliyormuş hissine kapılıyor insan. Oyunun ortalarında bulunan mağaralı bölümlerdeki karanlık atmosfer, harika ışıklandırmalar ve çevre tasarımı sayesinde çok daha korkunç bir hale gelmiş. Bunun dışında devler ile savaştığımız kısımlardaki bölüm tasarımı da harika olmuş.
Görselliği ne kadar çok sevmiş olsam da yeni oyunla birlikte gelen alt üst siyah kenarlık hiç hoşuma gitmedi (Bu yüzden ekran görüntülerini değiştirmek zorunda kaldım – Kürşat). Ninja Theory oyunda 2:39:1 ekran oranı kullanarak film hissiyatı yaratmak istemiş, anlıyorum ancak keşke 16:9 monitörümde bunu makul şekilde kapatabileceğim bir seçenek olsaydı. Yine de eğer PC’de oynuyorsanız bunları kaldırmanın bir yolu var, internet ortamında çözümünü bulabilirsiniz.
Görsel anlamda harika görünen Hellblade II’nin çok büyük olmasa da optimizasyon problemi bulunuyor. RTX 4060 ekran kartı ile en yüksek ayarlarda DLSS açık olduğu halde ortalama 45 FPS ile oynadım. Bazı aksiyon sahnelerinde bu değer 15 FPS’ye kadar düştü ve doğru anda doğru tuşa basamadığım için birçok kez ölmüş oldum.
Bitmek bilmeyen fısıltılar
Hellblade’in ilk oyununda en çok dikkat çeken kısmı ses tasarımıydı. Senua’nın yaşadığı psikoz durumundan kaynaklı olarak kafasında duyduğu sesler oyuncuya çok iyi aktarılmıştı. Hatta bilmeyenler için gerçek psikoz hastaları ve uzman psikiyatristler ile çalışan Ninja Theory ekibi, psikoz durumu yaşayan insanlardaki seslerin nasıl olduğunu ve ne şekilde iletildiğini bu şekilde öğrenmişler.
Senua’s Saga: Hellblade II için de farklı insanlar ile görüşülmüş. Eddy isminde eskiden psikoz durumu yaşayan birisinin yanında Cambridge Üniversitesinden Nörobilim Profesörü olan Paul Fletcher görüştükleri insanların başında geliyor. Bu insanlardan aldıkları bilgiler ile birlikte oyunun seslerini tasarlayan ekip harika bir iş çıkarmış. Kulağınızın dibinde fısıldayan Senua’nın iç sesleri oyunun her anında sizi germeyi başarıyor. En başta söylediğim gibi binaural ses tekniği kullanılmasından dolayı çok daha iyi bir ses tasarımına sahip oyun, fısıltılar dışında da bulunduğunuz ortamdaki sesleri çok iyi yansıtıyor. Mağarada damlayan su sesleri, etrafta esen rüzgar, akan nehirler ve nice farklı sesli ortam resmen oradaymışsınız hissiyatı veriyor.
Ses tasarımı dışında oyunda en çok sevdiğim kısımlardan biri müzikler oldu. Özellikle aksiyon sahnelerinde çalan davullu boğaz müziği oynanışı aşırı keyifli hale getiriyor. Hatta keşke bu müzik ile birlikte sadece savaştığımız bir oyun modu olsaydı. Muhtemelen stres atmak için her gün oynayabilirdim.
Sistem gereksinimleri ve fiyat
Senua’s Saga: Hellblade II, Unreal Engine 5 teknolojisinden dolayı normale göre biraz yüksek bir sistem istiyor diyebilirim. 1080P düşük grafik ayarları için Intel I5-8400, Nvidia GTX 1070, 16 GB ram ve 70 GB SSD gerekiyor.
Oyunun fiyatı ise Steamde Mena bölgesi için yapılan bölgesel fiyatlandırma ile $22.99, Xbox fiyatı ise ₺849 TL olarak belirlenmiş. Ayrıca Senua’s Saga: Hellblade II Game Pass kütüphanesinde de bulunuyor.
Sonuç
Yazıyı toparlayacak olursam, uzun süredir gelmesini beklediğim Hellblade II başarılı anlatıma sahip güzel bir oyun olmuş. Yer yer sıkıldığım anlar olsa da yaşattığı deneyim ve merak uyandıran senaryosu ile beni oyun içerisinde tutmayı başardı. Aksiyon kısmı az olsa da ilk oyundaki dövüş sistemini geliştirerek daha gerçekçi ve keyifli bir oynanış sundukları için genel anlamda keyif aldım. Senua’s Saga: Hellblade II, ortalama 6 saatlik bir oynanış süresine sahip. İlk oyunu oynamamış olsanız bile oyunun başında gösterilen kısa bir anlatım ile Senua’nın geçmişteki yolculuğu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.