EA’nin EA Originals programında bugüne kadar gördüğümüz yapımlar, EA’nın kendi oyunlarındaki kaliteden daha düşük, ancak fikir olarak çok daha zincirsiz yapımlardı. Ascendant Studios tarafından geliştirilen Immortals of Aveum, EA’in bu programda AAA (en yüksek bütçeli oyun grubu) oyunları da görebileceğimizi öğrendiğimizden sonra bizi karşılayan (ve birazcık bekleten) ilk yapım. Bakalım, büyülerle dolu bir evrende, AAA’ın bünyemizde yarattığı ‘büyüyü’ görebilecek miyiz. Immortals of Aveum incelemesine hoş geldiniz.
Immortals of Aveum: Büyü kavgasına duygu getirmek
Ana karakterimiz Jak, kontrolünü ele geçirdiğimiz andan beri büyü yapmayı biliyor. Ancak bu konudaki ‘seçilmiş kişi’ rolünü keşfetmesi, bir takım dramatik olaylar sonra gerçekleşiyor ve kendimizi bu evrenin büyülerini kontrol etmek için çıkmış Everwar’da savaşırken buluyoruz. Onlarca krallığın savaştığı Everwar’da, Lucium ve Rasharn dışında tüm krallıklar düşmüş. Seçilmiş kişi olmak, bu evrende Triarch gücüne sahip olduğumuz anlamına geliyor. Bu da, normalde herkesin bir büyü renginde ustalaştığı bir ortamda üç büyü rengini de kullanabilmek anlamına geliyor. Tri, tahmin edeceğiniz gibi üç anlamına geldiği için, iki büyüyü kontrol edebilen kişilere de Diarch Magnus deniyor, oyunun ilk dakikalarından itibaren mentor’umuz olan Kirkan, bunlardan biri.
Birincil kişi kamerasından oynanan Immortals of Aveum, ilk anından beri grafik ve atmoferi ile beni içine çekmeyi başardı. Oynanış kısmına sonra değineceğim ancak yaratılmış evren çok iyi görünüyor. Buradaki başarının bir sebebi de, oyunun her yerine imzası olan kişinin daha önce Dead Space ve Call of Duty’nin kreatif direktörü olan Bret Robbins. Direkt olarak modern diyemesek de, Aveum evreninde ve diyaloglarında hem modern hem eski notalar bulmak mümkün. Baktığınız bazı yerlerde İngiltere’nin 80’li yıllarından öğeler görebiliyorken, diyalogların bazılarında modern dokunuşlar mevcut. Takım arkadaşlarımız diyebileceğim diğer iki karakter, Devyn ve Zendara, sırasıyla yeşil ve kırmızı büyü konusunda ustalar.
Oynanış kısmına gelirsek, Immortals of Aveum, bildiğimiz silahları, onların büyü halleriyle değiştiriyor diyebiliriz. Oyunda üç adet büyü tipi mevcut, kırmızı olan büyü tipleri pompalı tüfek-vari yakın mesafe savaşı içinken, yeşil büyü tipleri seri atışlar sağlıyor, mavi büyü tipi ise mesafeli atışlar için ideal. Bu üç büyü tipinin içerisinde seçebileceğiniz farklı büyüler (mühürler) bulunuyor. Büyüleri kullanmak keyifli ve kendi oynayışınıza uygun bir şeyler bulmanız mümkün. Büyüleri tamamlayıcı olarak da hareket kabiliyetlerimizin çeşitleri yeterli. Augments adı altında toplanan kaçışlar, zıplamalar, hatta ileride edindiğiniz süzülme yeteneği gibi etkiler, sizi birden fazla düşmanın üstünlük kurmaya çalıştığı usta büyücü rolüne güzelce dahil ediyor.
Immortals of Aveum büyüleri
Bölümlerin ilerleyişi lineer olsa da, bu bölümlerin arasında serbest gezmenize imkan tanınmış. Özellikle bazı büyüler ile eski bölgelerde açılabilen yeni alanlar bulabiliyorsunuz. Shroudfanes olarak geçen bu bölümlerde, belirli mücadeleleri tamamlarsanız, ödül kazanabiliyorsunuz. Savaşın dışında kırdığınız kutulardan düşen esanslar ile bir şeyler oluşturmanız veya altınlar ile çeşitli eşyalar satın almanız mümkün. Immortals of Aveum ‘looter shooter’ türüne göz kırpsa da çoğunlukla bir şeylerin daha iyisini alıp geçiyorsunuz.
Başta kısıtlı büyüler olsa da, bunların arasında geçiş yapıp, duruma göre bir formül planlamak şart. İleride edindiğiniz ekstra saldırılar ile zor gibi görünen durumlarda, gidişatı bir anda kendi lehinize çevirebilme şansınız da oluyor. Sağ elimizle büyüler ve mühürler arasında geçiş yaparken, iyi bir büyücünün iki elini de kullanabilmesi gerekmesi klasiği rol oynuyor ve karakterimiz Jak, sol eliyle de yapabildiği Control büyüleriyle hasar veremese de, kendine avantaj sağlayabilecek saldırılar yapabiliyor. Örneğin Lash saldırısı ile düşmanları kendine çekebiliyor veya Limpets ile düşmanlarınızı yavaşlatabiliyorsunuz. Bu büyülerin bazıları, oyunun bulmaca anlarında da kullanılabiliyor.
Furies adı verilen büyüler ise, Fury Mana kullanan çok daha güçlü büyülerden oluşuyor. Bazılarını hikayede elde ederken, bazılarını ise özel bir yerlerden bulmanız gerekiyor. Bu büyüleri sürekli kullanamasanız da, belirli bir alanda zamanı yavaşlatma, büyülü füzeler atma gibi üstte örneğini verdiğim savaş alanında dengeleri değiştirmeniz mümkün olabiliyor. Büyün bunlarla yenemediğiniz düşman olursa da, Immolate adlı Domination tipi büyünüz ile üç rengi de bir araya getirip önünüze kim çıkarsa tuza çevirebiliyorsunuz. Jak bütün bu büyüler dışında, yüzükler, totemler ve bileklikler takabiliyor. Yukarıda bahsettiğimiz gibi bunları altın veya esanslar ile oluşturabiliyor veya güçlendirebiliyorsunuz.
Oyunun en zayıf olan yerleri, savaşların dışındaki anlar. Diyaloglar yer yer gözlerimi kısıp ekrana bakmama sebep oldu. Halbuki Jak’ın hikayesi klasik bir kahraman hikayesi gibi başlasa da, potansiyeli var. Örneğin, net iyi ve kötü yok. Savaşın adının “Everwar” olarak anılması boşa değil, taraflar neden savaştığını unutmuş. İki tarafta da, çocukça bir “e siz de bunu yaptınız” tavrı hakim. Bu potansiyeli, yersiz diyaloglar, gereksiz uzun sinematikler ile bir miktar harcıyor Immortals of Aveum. İşin daha da üzücü tarafı, oyunun bazı diyalogları, karakter gelişimi kısmında çok iyi yönlerinin de olması.
Ortalama 20-24 saatlik ana hikaye, ister istemez bir noktada tekrara düştüğünüzü hissettirse de, genel olarak fena bir deneyim sunmuyor. Oyunun bir New Game+ modunun olmaması ise ıskalanmış bir başka bir potansiyel. Başka bir örnekte, büyüleri geliştirebiliyorsunuz, ancak bu tamamen tekdüze bir gelişim. Herhangi bir seçim içermiyor. Savaşlar oyunun kesinlikle en parlayan yönü, ancak düşmanların da büyü kullandığı bir ortamda görüşünüzü kaybetmemek gerçek bir yetenek.
Immortals of Aveum teknik detayları
Teknik kısma gelirsek, Immortals of Aveum’un en çok tepki çeken yönü, yayınlanan sistem gereksinimleri idi. Minimum grafik kartı kısmında NVIDIA GeForce RTX 2080 Super (VRAM 8 GB) / Radeon RX 5700XT (8GB) gibi bir beklentiden bahsediyoruz. Grafik kartıyla paralel şekilde yüksek olan, 1080p/60FPS için abartı gelen bu gerekliliğin sebebi de, oyunun bir şeyleri üretirken gerçek olmasına gösterdiği hassasiyet. Oyunun Unreal Engine 5.1 ile yapılması, Lumen ışıklandırma, Nanite geometri sistemi gibi ekstra özellikleri barındırması anlamına da geliyor. Peki bu hassasiyet ne kadar oyunu etkiliyor kısmında çok arada deredeyim. Muhtemelen bu kadar hızlı akan bir oyunda, bir şeylerin detayının biraz daha az olmasını fark bile etmeyebilirdim. Performans konusunda nadiren olan takılmalar dışında bir sorun yaşamasam da, fare hassasiyetinin biraz garip hissettirdiğini söyleyebilirim.
Immortals of Aveum, güzel bir örneği olduğu “First Person Magic Shooter” yolunda güçlü bir adım atmış olsa da, düzeltmesi gereken şeylerin varlığını kabul etmemek mümkün değil. Özellikle hikaye anlatımının daha güçlü olduğu, savaşın dışındaki eksiklerin giderildiği bir durumda, daha ‘tam’ bir deneyim sunabileceğini düşünüyorum. EA ORIGINALS çatısı altındaki yapım, mevcut haliyle üç büyüden sadece birinde ustalaşmış görünüyor.